Yurt dışında daha fazla otelimiz olmalı

A -
A +

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin otelcilikte ya da geniş anlamıyla turizmde önemli ve köklü kuruluşlarından birinde yönetim değişti.

 

Daha doğrusu yönetim yeniden şekillendi. Yönetim Kurulu Başkanı Banu Dedeman bir anda kendini onursal başkanlığa çekti.

 

Başkanlığı; yıllar önce Dedeman’da işe başlamış sonra da dünyanın en önemli kuruluşlarını yönetmiş başarılı bir isme, Ergün Demiral’a bıraktı.

 

Banu Dedeman turizm için özel olarak yetiştirdiği oğlu Murat Özmestçi’ye de önemli bir görev verdi.

 

Türkiye’nin en iyi yetişmiş iş insanlarından Banu Dedeman’ın bir anda onursal başkanlığa geçmesi anlaşılamadı.

 

Çünkü Banu Dedeman otelcilik için gerekli her konuyu yakından bilen özel olarak bunun için yetişmiş bir isimdi.

 

Emlak işlerini iyi bilir… Dedeman’daki ilk işi finans oldu. Turizmin olmazsa olmazı personel politikası konusunda yetkilidir. İnsan kaynaklarında önemli görevler yaptı. Oto kiralamadan, satış ve pazarlamaya otelciliğin ya da turizmin her alanında çalıştı ve başardı.

 

Şimdi bu kadar iyi yetişmiş bir ismin neden en genç onursal başkan olduğunu merak ediyorduk ki cevap geldi.

 

Banu Dedeman artık futbol deyimi ile serbest oynuyordu. O’nu bazen dünyanın bir ucunda, bazen Anadolu’daki bir kentte otel açarken göreceğiz.

 

Nerede bitirilmesi gereken bir iş var orada olacak. İlk atağını Özbekistan’a yaptı. Ve Türkiye’de 2,5 milyon misafir ağırlamayı hedefleyen Dedeman artık global bir oyuncu olmanın adımlarını attı.

 

Özbekistan’da inşaat ve turizm yatırımları ile bilinen Zarafshan Golden Group ile geniş kapsamlı bir iş birliği yapan Dedeman, Taşkent ve Navoi bölgelerinde kendi markası ile üç otel için birden imza attı.

 

Dedeman Kazakistan Almaty ve Azerbaycan Bakü’de yeni yatırımlar için adım atmıştı. Son Özbekistan hamlesi ile yurt dışı otel sayısı 7’ye çıkacak. Ve yıl sonuna kadar 10 ülkede olacaklar.

 

Türkiye’nin en genç onursal başkanı Banu Dedeman'ın yeni misyonu, ilk sonuçlarını vermeye başladı.

 

Aslında Türkiye yurt dışında daha etkin olmalı. Dedeman’ın başlattığı hamlenin başka yerli gruplar tarafından da dikkate alınması gerekiyor.

 

Dünyanın turistini ülkemize getiren sektör yurt dışında da olmalı.

 

Otel de tıpkı Türk Hava Yolları etkisi yapıyor. Türk markası otellerin olduğu yerlerde iş insanlarımızın işi daha da kolaylaşıyor. İş dünyasının özellikle Türk dünyasına odaklandığı bugünlerde, bu ülkelerde Türk otellerinin açılması çok ama çok önemli. Türkiye’de 80’li yıllarda başlayan turizm hamlesi ile elde edilen tecrübenin Türk dünyasına aktarılması istihdamdan yazılıma, gıdadan inşaata herkes için yeni fırsatların doğmasına yol açacak.

 

 

 

Hatay sahillerinin farkına varmalı

 

 

 

Banu Dedeman gibi turizmde işi çok iyi bilen çok sayıda iş insanımız var. Bunlardan biri de Ömer Niziplioğlu… Turizmdeki bilgi birikimini Hatay’a odaklamış durumda.

 

Hatay sahillerinin planlı ve anlamlı bir şekilde turizme açılmasını ve böylece kentin deprem yarasını saracağını ifade ediyor.

 

Konuyla ilgili STK’lara yerel yöneticilere bilgi veriyor. Onları ikna etmeye çalışıyor.

 

Hazırladığı projenin uygulanması hâlinde Hatay’da kişi başına gelirin artacağını ve tersine göçün başlayacağını anlatıyor.

 

Bir Akdeniz kenti olan Hatay’ın bunun farkına varması için önümüzdeki dönemde de çalışmalarını sürdürecek.

 

Hatay’ın Akdeniz kenti özelliğini anlatmaya hazırlanan bir başka isim de iş insanı Cemal Akar… Akdeniz’in en uzun sahiline sahip Hatay’da sörf yapılması için düğmeye basmış durumda. Daha başlamadan Hatay bir sörf şampiyonu çıkardı bile… Yenileri için sahiller hazır.

 

 

 

Biri bizi duymalı!

 

Yerli ürüne destek verilmeli…

 

 

 

Yerli üretime destek verme noktasında söylemde çok iyiyiz. Hatta yerli ürün katma değerliyse tam destek diyoruz. Ama iş icraata geldiğinde destek havada kalıyor bazen…

 

Bu konuda çok örnek verilebilir. Bir örnek de biz aktaralım.

 

Dünya genelinde işitme cihazı üretimi yapan 6 grup şirketi var. Bu gruplardan biri Türkiye’de üretim yapıyor ve ürünlerini 55 ülkeye ihraç ediyor.

 

Dünyaya ürün satan ve Türkiye’de üretim yapan bu kuruluşa biz destek veriyor muyuz? Şirketin yani Ear Teknik İşitme Cihazları’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahfuz Ağaç’ın ağzından aktaralım:

 

- Önce şunu hatırlatmak isterim. Biz ihracat yapıyoruz hem de katma değerli ihracat yapıyoruz. Devlet bu özelliği desteklemeli. Devletin böyle bir desteği, ithalatı nispetten azaltacak, ülke içinde daha güçlü hâle gelecek olan üretici firma ihracat için de daha rahat hareket edecek. Böyle bir pozitif ayrımcılık katma değeri yüksek olmasa da sadece gözlük çerçevesi ödemelerinde var yani SGK, yerli gözlük çerçevelerine ithal gözlük çerçevelerinden yüzde 15 daha fazla ödeme yapıyor. TÜİK verilerine göre 2023 yılında Türkiye yaklaşık 600 bin adet işitme cihazı ithal etmiş. Yerli ürünü hem psikolojik hem de finansal açıdan tercih etme sebebi olacak olan yüzde 15’lik ek desteğin, işitme cihazı için de uygulanması ithal cihazlara talebi asgari yüzde 25 azaltacak. Ayrıca rakiplerimizin ülkeleri bunu yapıyor. Bunu da hatırlatmak isterim.

 

 

 

Yeşil adımları ödülle noktalıyorlar

 

 

 

Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı, (ÇEVKO) ulusal ve küresel sanayi kuruluşlarının katılımına açık Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri için başvuru sürecini başlattı.

 

Bu yıl 7’nci kez düzenlenen ödüller için başvuru süreci, 5 Temmuz’da sona edecek.

 

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, uluslararası Yeşil Nokta Markası’nın, ambalaj atıklarının toplanıp geri dönüştürülmesi konusunda geliştirilmiş olan genişletilmiş üretici sorumluluğu modelinin simgesi olduğunu hatırlattı ve “Tüm işletmeleri benzer çalışmalar için özendirmeyi ve teşvik etmeyi hedefliyoruz” değerlendirmesini yaptı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.