Johnson'suz bu kadar

A -
A +

Skoru bir tarafa bırakalım... Ama? F.Bahçe adına Antalyaspor maçında gözardı edilemeyecek bir Johnson gerçeği var. Johnson'suz F.Bahçe'nin bütün savunma düzeni ve oyun kurgusu alt - üst oluyor. Dün bunu Antalya maçında yaşadık. Fakat Johnson gerçeğinden daha önemli bir olay oldu dünkü maçta. Antalya kalecisi Adnan'ın ikinci yarıda cezasahasında Serhat'ı düşürmesi açıkça penaltıydı. Biz tribünden böyle gördük. Fakat Mersinli beden eğitimi öğretmeni Musa Eryılmaz tribünlerle aynı görüşte değildi, pozisyona devam dedi. Bizi şaşırtan şey, eğer olay penaltı değilse, Eryılmaz'ın kartı nerede? Penaltıysa neden çalamadı? Daha da önemlisi Musa hoca oyun içerisinde bir hakemin yapmaması gereken kararsızlıkları yaşadı. Öyle pozisyonlar oldu ki; düdüğü ağzına götürdü, fakat çalamadı. Yardımcılarıyla tenakuza düştü. Doğrusu bir gün önceki Erol Ersoy - Hagi olayından sonra Musa Eryılmaz'ın dünkü yönetimi tartışmaya açılan Türk hakemliğinin üstüne tuz - biber oldu. Geçelim F.Bahçe'ye... F.Bahçe Yozgat'ta kötü oynamasına rağmen kazanmıştı. Dün de kaybedebilirdi. Çünkü maça kendinden oldukça emin, "Nasıl olsa kazanırız" havasında başlamıştı. Ve çok dağınık bir görüntü sergiledi. Revivo'nun ayağından kazandığı gol de F.Bahçe'yi toparlamaya yetmedi. Çünkü Antalya çok taktik oynuyordu. F.Bahçe'yi en kuvvetli yerinden, yani sol kanadından hücum ederek etkisiz kıldı. Antalyaspor Mustafa Gürsel, Gaudino, Uğur ve Atilla ile mutlak 4 pozisyon buldu. Hepsinde de Rüştü kalesinde başarılı oldu, takımını mağlubiyetten kurtardı. Ancak ilk yediği golde hatası vardı. Sonuçta yine güçlü olan kazandı, büyük balık, küçük balığı yuttu. Ama Johnson'suz F.Bahçe'nin fotoğrafı, gardı düşmüş boksör gibi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.