Yerinde mi acep, ölü ve mezar?...

A -
A +
Osmanoğullarını yurt dışına çıkaran 431 sayılı kanun kabul edildiğinde Sultan ll. Abdülhamid'in torunu şehzade Mehmed Orhan Osmanoğlu Harp Okulu öğrencisiydi. Ailesiyle birlikte vatan dışına sürgün edildiğinde bir süre Arnavutluk'ta ikamet etmiş. II. Dünya Savaşı yıllarında Arnavutluk Kralı Ahmed Zogo'nun yaverliğini, Arnavutluk Hava Kuvvetlerinde yüzbaşı rütbesiyle pilotluk yapmıştı. Daha sonra İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Macarca, Arapça ve Portekizce olmak üzere 9 lisan bilen Şehzade Orhan, Paris'teki Amerikan askerî mezarlığında rehberlik yaparak emekli olmuş ve Güney Fransa'daki Nice şehrine yerleşmişti.
Nice, Güney Fransa'da Akdeniz sahilinde Marsilya ile Cenova arasında bir şehirdir. Bizim Marsilya konsolosluğumuzda ilk önce Nice'de faaliyette bulunmuş bilahare Marsilya'ya taşınmıştır. Marsilya konsolosluğumuzun WEB'deki "Misyon tarihindeki önemli olaylar" sayfasında Yönetmenliğini Steven Spielberg'in yaptığı II. Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Polonya Yahudisi'ni kurtarmayı konu edinen meşhur "Schindler'in listesi" filmindeki hikâyeyi hatırlatan bir olay yer almaktadır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında (1942-1945) Marsilya konsolosluğumuzun görevlileri Nazilerin Musevilere uyguladıkları zulme karşı çıkmışlar ve temerküz kampına götürülen 80 Musevi'yi ölüm treninden indirerek hayatta kalmalarını sağlamışlar. Schindler'in treni gibi bir şey.
Şimdi Konsolosluğun bu misyon tarihi sayfasına eklemesi gereken ikinci önemli olay ise, Şehzade Mehmed Orhan'ın dramıdır...
 
Olay, 12 Mart 1994'te Nice şehrinde 30 metrekarelik kiralık odasında 85 yaşında vefat edip cenazesi iki gün sonra yeğeni Melike Hanım Sultan tarafından bulunup şehrin doğu yakasındaki mezarlığa defnedilen II. Abdülhamid'in torunu şehzade Mehmed Orhan'ın vefatından sonra başına gelenler ile ilgili. Şehzade Mehmed Orhan'ın ölümünden yıllar sonra kemiklerinin "mezar aidatı ödenmedi" diye mezarından çıkarılıp kimsesizler mezarlığındaki mazgala atılmasıdır. Mehmed Orhan Efendi'nin kemikleri yıllık 200 euro mezarlık aidatı ödenmediği gerekçesiyle kabrinden çıkarılıp Nice Belediyesi tarafından kimsesizler mezarlığındaki toplu mezar denilen mazgala atılır.
Olayın ortaya çıkmasının ardından yerel yöneticilerle temas kurulduğunu, dönemin yazışmalarının tek tek incelendiğini ve Şehzadenin Türkiye'ye gömülmesi konusunda başvurusu bulunmadığını ifade eden Marsilya Başkonsolosu Deniz Barım "Şehzadenin ölümünden sadece Nice Belediyesinden alınan ölüm ilanından haberdar olunmuş. Cenaze merasimini düzenleyen kişilerle de temas kurulmaya çalışılmış ancak vârislerin konsoloslukla temas kurmadıkları anlaşılmıştır. Ölen bir kişinin kabrinin yakın ailesinin talebi olmadığı takdirde ölümden belli bir süre sonra mezarlığı yerleştirme çalışmaları kapsamında yeniden düzenleme ve mutad prosedürün uygulandığını" ifade etmiş.
Bu üzücü durumun herkesin ihmali ile ortaya çıktığını ifade eden hanedan mensupları ise benzer üzüntülerin yaşanmaması için ailenin itibarının iade edilerek yurt dışındaki Osmanlı hanedanı üyelerine ait mezarların Türkiye'ye getirilmesi gerektiğini söylediler. Nice Türk kültür derneği ve Spor Derneği üyesi Kâtip Tektaş da tahrip edilen kabrin yerine yeni bir mezar taşı dikilebileceğini belirtmiş(!)
Bir Osmanlı hanedan mensubunun trajik hikâyesi sembolik bir mezar taşıyla da bitmemeliydi.
Belki hayattaki hanedan mensupları bir gün vatanlarında buluşacaklar ama birinin itiraf ettiği gibi saray terbiyesi ile yetişenlerin hepsi hayata veda ettikten sonra...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.