Cumhur ittifakı destan yazıyor

A -
A +

Cumhuriyetin 100'üncü yılında istihdam %48,8’lik artışla 32 milyon 56 bine çıkarak 19 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye sadece bölgesinin değil, tüm dünyanın önünde selam durduğu bir ülke hâline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde, ekonomi, siyaset, dış politika, terörle mücadelede tarihî başarılara imza atıyoruz. Libya ile birlikte Mısır'la da kıta sahanlığı anlaşması yaparak Yunanistan’ı dışladık. Doğu Karadeniz’de büyük petrol ve doğalgaz keşiflerine kavuşacağız. Almanya Savunma Bakanı Türkiye ve Yunanistan’ın Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi’ne (ESSI) katılacaklarını duyurdu. ABD’nin F-16’lara yeşil ışık yakması sonrasında Türkiye’nin şimdi de ESSI’ye katılacak olması, NATO müttefikleriyle bağlarımızı güçlendirecek. Şimdi sırada Almanya’nın onay vermesiyle Eurofighter savaş uçakları var. Türkiye'nin yurt dışı borçlanma ihalelerine inanılmaz bir ilgi olduğu için hem borçlanma faizi düşüyor hem de vadeler uzuyor. Uluslararası finans çevrelerinin ekonomiye duydukları büyük güven sonrası 5 yıllık risk primimiz 816’lardan 295 düzeyine düştü. Bir haftada Eximbank, Türkiye Varlık Fonu ve Hazine'nin 2034 yılında ödeyeceği tahvillerini almak için 300 yatırımcı sıraya girdi, 3 milyar dolarlık ihaleye 24 milyar dolar talep geldi.

 

Cumhur İttifakı yerel seçimlere destan üstüne destan yazarak giriyor. Ana muhalefet CHP ise kavga-dövüş-istifalar arasında belediye başkan adayı ilan etmiyor, 31 Mart sonrası gündeme gelecek Kurultay’a delege seçiyor. Onlar da kaybedeceklerini buz gibi biliyor. Ama dertleri seçim değil parti yönetimini ele geçirmek. Ba'de harabi'l Basra… 1 Nisan’da “belediye bayramını”, 10 Nisan’da da Ramazan Bayramı’nı kutlayacağız.

 

     ***

 

Dünya borsaları kelimenin tam anlamıyla artık ABD verilerinin güdümünde. FED uygulayacağı para politikasının göstergelere bağlı olacağını net bir şekilde ifade edince resim değişti. Yatırımcılar dört gözle açıklanacak rakamlara bağlı tavır alıyor. Eğer ABD verileri tahminleri aşarsa, faiz indirim süreci uzuyor, bu durumda dolar değer kazanıyor, risk iştahı azalıyor, endekslerin yönü aşağı dönüyor. Eğer göstergeler kötü gelirse, bu defa da faiz indirim ihtimali güçleniyor, hisse senetlerine yöneliş artıyor, ortalık güllük gülistanlık oluyor.

 

Bu hafta piyasalar açıklanan göstergelerle aşağı yukarı dalgalandı. Amerika’da 3 yıl aradan sonra ilk defa yıllık TÜFE’nin ocak ayında %3’ün altına inmesi bekleniyordu. Olmadı, 3,1 olarak gelince FED’in 20 Mart toplantısında faizin değişmeyeceği %91 oranında satın alınmaya başlandı, hisse senetlerinden kaçış hızlandı. Ama geri çekilme 1 gün sürdü. Perşembe günü, aralıkta 0,4 artış gösteren perakende satışlar ocak ayında 0,6 daraldı. Aralıkta 0,1 artan sanayi üretimi ocakta 0,1 küçüldü. Aralıkta 0,1 artan imalat üretimi ocakta 0,5 daraldı. Kapasite kullanım oranı 78,5’a geriledi. Kötü veri sonrası borsalar yükselişe geçti...

 

ABD ekonomisi yüksek faiz ortamında krize sürükleniyor. FED bunu görüyor, kasım başkanlık seçimleri korkusuyla sessiz kalıyor.

 

Borsa İstanbul 9 bin puanın altına inerek %2’lik düzeltmeden sonra zirve yarışına kaldığı yerden 150 milyar lirayı aşan hacimle devam ediyor. Endeksin ana hedefi 15 bin puana ulaşmak. Hisse senetlerinin yüksek prim yapması Türk şirketlerinin değerini yükseltiyor, rekabet avantajı sağlıyor, yatırımcının kazancı katlanıyor... Türkiye’m canım vatanım feda olsun sana kanım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.