AVRUPA’DA KRALİÇELER DEVRİ SONA ERİYOR

A -
A +

Danimarka Kraliçesi Margrethe, 50 sene evvel tahta çıkarken, “Tanrı’nın yardımı, halkımın sevgisi, Danimarka’nın gücüyle” diye yemin etmişti. Bu sözler ona hayat rehberi oldu.

 

 

 

Danimarka Kraliçesi, 14 Ocak’ta saltanatının 52. Sene-i devriyesinde tahtı 55 yaşındaki oğlu Prens Frederick’e devredeceğini beyan etti. Böylece kraliçeler devri sona eriyor. Hollanda’da Kraliçe Beatrix oğlu Willem-Alexander lehine feragat etmişti. İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in ölümüyle taht oğluna geçti. Şimdi de Kraliçe Margrethe tahtı oğlu Prens Frederick’e bırakıyor. Böylece yarım asır sonra Danimarka tahtına bir erkek oturmuş olacak.

 

 

 

Daisy (Papatya)

 

 

 

Danimarka’yı çocukken Andersen masallarından tanırdık. Sonra tahta bir kraliçe çıktı. O zaman Avrupa’nın 4. kraliçesi olduğu, kadın hükümdarların arttığı konuşulmuştu.

 

1947’te tahta geçen Kral IX. Frederick demokrasiyi hazmeden, iyi huylu ve ailesine bağlı bir kraldı. İsveç Kralı Gustav Adolf’un kızı Ingrid ile evlendi. Üç kızı oldu. Lex Salica isimli bin yıllık veraset kanunu mucibince Danimarka’da kadınlar tahta geçemezdi. Taht, kralın kardeşi Prens Knud’un hakkıydı.

 

Ancak harb sonrası kral ve ailesi, bilhassa sempatik kızları o kadar popüler oldu ki, 1953’te parlamento kadınların da tahta çıkabileceğini kabul etti. Bu karar referandumda da kabul gördü. 1972’de veliahd Prenses Margrethe tahta geçti.

 

Tahta çıktığında 32 yaşındaydı. Dışa dönük, mütevazı ve şeffaf hayatıyla, krallığın modern zamanlara intibakında büyük bir rol oynadı. İtibar ve popülarite kazandı. Böylece halkın monarşiye desteği %80’e çıktı. Tahta çıkarken sar fettiği, “Tanrı’nın yardımı, halkımın sevgisi, Danimarka’nın gücüyle” sözleri rehberi oldu. Ailesi ve halk 1.82 boyundaki kraliçeyi, “Daisy” (Papatya) diye anar.

 

 

 

Kraliçe olmasaydı…

 

 

 

Kraliçe, İngiltere’de bir sene yatılı lise okuduktan sonra, Cambridge’de arkeoloji, Kopenhag Üniversitesi’nde siyaset, Aarhus Üniversitesi’nde felsefe okudu. Sorbonne’da sosyal ilimler, Londra’da ekonomi tahsili gördü. Hava kuvvetlerinde yedek subaylık yaptı.

 

Ama sanata meraklıydı. Ingahild Grathmer takma adıyla Yüzüklerin Efendisi kitabının çizimlerini yaptı. Kraliyet tiyatrosunun kostümlerini dikerdi. Andersen Masalları sahnelenirken koreografisini ve kostüm dizaynını yapardı. Pek çok kilise papazının cübbesini elleriyle işlerdi. İşçi tulumuyla arkeolojik kazılara katılırdı. Eline fırça alıp merdivene çıkarak boya yapardı.

 

“Kraliçe olmasaydım ya arkeolog ya da ressam olurdum, bu iki mesleğin arasında seçim yapmak zorunda kalmadığım için şanslıyım” derdi. 2013’te çizimlerini Aarhus’daki bir sanat galerisinde teşhir etti. Sigara tiryakiliği reaksiyona sebep olmuştur.

 

Danca, Norveççe ve İsveççeden başka Fransızca, İngilizce ve Almancayı iyi bilir. 1982’de Simone de Beauvoir’ın Tous Les Hommes Sont Mortels (Bütün İnsanlar Ölümlüdür) kitabını Danca’ya tercüme etti ve H. M. Vejerbjerg takma adıyla bastırdı.

 

 

 

Sürpriz yılbaşı konuşması!..

 

 

 

Danimarka hükümdarı, başbakanı vazifelendirir, kabineyi tasdik eder, kanunları veto edebilir. Madalya verebilir. Örfi idare ilan edebilir. Mahkûmları affedebilir. Grönland ve Faroe’nin de hükümdarıdır. İzlanda 1944’te istiklalini almıştır.

 

Zengin bir hükümdar değildir. Hazineden tahsisat alır. Saray masrafları, bakım ve tamiri, yurt dışı seyahatleri hep buradan karşılanır. Hanedanın rey verme hakkı vardır, ama tarafsızlık adına kullanmazlar.

 

Kraliçe her sene yılbaşı gecesi akşamı halka hitap eder. Geçen yılı anlatır. İstikbale dair ümitlerini sayar. Sözlerini “Tanrı Danimarka’yı korusun’’ diye bitirir. Bu sene konuşmasında tahttan feragat edeceğini söylemesi sürpriz olmuştur.

 

 

 

AVRUPA’DA KRALİÇELER DEVRİ SONA ERİYOR
Dedesi Kral Gustav Adolf ile birlikte arkeoloji kazısında-Roma.

 

 

 

Taçlı reisicumhurlar

 

 

 

Danimarka’ya IX. asra doğru Cermen kavmi Jutlar yerleşti. İki asır içinde Hristiyanlık memlekete yayıldı. Gemici/korsan Danlar, 1013’te İngiltere’yi işgal ettiler. İngilizcede bu sebeple çok sayıda Danca kelime vardır. Norveç’ten Estonya’ya kadar bütün Baltık sahillerini ele geçirdiler. Zamanla da çoğunu kaybettiler.

 

Şimdi Danimarka, İsveç ve Norveç, dünyanın en demokratik ve istikrarlı memleketleridir. Komünizm ve faşizm felaketleri arasında demokratik sükûnet idealini fiile çıkarmaya muvaffak olmuşlardır. Üç hükümdarın arası gayet iyi olup, zaman zaman müşterek meselelerde bir araya gelip istişare toplantıları yaparlar.

 

Halk hükümdarlarını o kadar sever ki, vaktiyle, bu üçünde cumhuriyet ilan edilse, halk kralları reisicumhur seçer derlerdi. Bu sebeple “Taçlı Reisicumhurlar” diye anılmışlardır.

 

Tarihte İsveç ile Danimarka arasında el değiştiren Norveç 1905’te istiklalini aldı. Norveç ileri gelenleri Danimarka kralının kardeşi Haakon’u kral seçtiler. Tıpkı Hollanda ve Lüksemburg gibi, bu iki memleketteki hükümdar aynı hanedandandır. Haakon, Prens iken 1894’te Sultan Hamid’i ziyaret etmişti.

 

Danimarka Avrupa’nın en eski krallığıdır. Hanedan 783’te ölen Harald’a dayanır. Saksonyalı Alman Oldenburg hanedandan Schleswig-Holstein dükleri veraset yoluyla 1448’den beri tahttadır.

 

Osmanlı-Danimarka münasebetleri Sultan III. Osman zamanında 1756’da Kral V. Christian’ın talebi üzerine imzalanan ticaret anlaşmasıyla başladı.

 

 

 

Krallar ve kraliçeler fabrikası!..

 

 

 

Kraliçe’nin büyük dedesi Kral VIII. Frederick, liberal, mütevazı ve samimi bir hükümdardı. Tahta çıktığında 63 yaşında ve hastaydı. Nice seyahati dönüşünde, Hamburg'da kısa bir mola verdi. 14 Mayıs 1912 akşamı Jungfernstieg’de tek başına yürüyüşe çıktı. Baygınlık geçirip bir banka çöktü. Bir polis memuru ölü olduğunu fark edip Hafen hastanesine kaldırıldı.

 

Kral VIII. Frederick’in kızkardeşi Prenses Aleksandra İngiltere kralı ile, Prenses Dagmar da Rus çarı ile evlendi. Erkek kardeşi Prens Valdemar’a 1886’da Bulgaristan tacı teklif edildi, kabul etmedi. Prens Valedmar 1884’te Sultan Hamid’i ziyaret etmiştir.

 

Öbür kardeşi Prens Wilhelm ise 1863’te Yunan tacını kabul etti. Bugünkü Yunan kral hanedanı bunun soyundandır. Edinburgh Dükü bu soydan olduğuna göre, III. Charles’ın krallığı ile İngiltere’de Oldenburg hanedanı başlamış demektir.

 

 

 

Saraya hapis kral

 

 

 

Kraliçe’nin dedesi Kral X. Christian, 1912’de tahta çıktı. Yanında muhafızları olmadan atıyla şehirde gezerdi. 1920’de seçimi kazanan sosyalistlere hükûmeti vermek istemedi. Bunlar umumi grev tehdidinde bulununca boyun eğdi.

 

Danimarka I. Cihan Harbi’ne girmedi. Ama II. Cihan Harbi’nde birkaç saat mukavemetten sonra Almanlarca işgal edildi. İsveç demirinin kolayca nakledilmesi için Norveç ve Danimarka limanlarına ihtiyaç vardı.

 

Halk arasında Mukavemet Hareketi kuruldu. Naziler, Kral X. Christian’ı ve ailesini saraya hapsetti. Buna rağmen veliahd Frederick ve karısı el altından Mukavemet’e yardım etti. Yahudileri Nazilere teslim etmeyip, %95’ini tarafsız İsveç’e kaçırmaya muvaffak oldu. Kral, sabotajcıların idamına dair Nazi talebini kabul etmedi. Mukavemetçiler sarayda saklandı, planlar saraydan yürütüldü.

 

 

 

Dışlanmışlık hissi

 

 

 

Kraliçe’nin kocası Henri de Monpezat (1934-2018) bir Fransız kontudur. Babası Fransız Hindiçini’nde vazifeliydi. Henri de burada yetişti. Paris Sorbonne’da hukuk ve siyaset okudu. Hariciyeye intisap etti.

 

İngiltere’de iken Londra Ekonomi Okulu'nda okuyan Veliaht Prenses Margrethe ile tanıştı. 1967’de evlendiler ve 4-5 haftalık balayını Kuşadası ve Antalya’da geçirdiler. Kont hemen Protestanlığa geçti ve Danca’yı öğrendi. Şiire ve aşçılığa meraklıydı. Çok sayıda şiir kitabı bastırmıştı.

 

Konta, kraliçelerle evlenenlerin taşıdığı Prens Konsort ünvanı verildi. Kral ünvanını alamamak prensi sukut-u hayale uğrattı. Ardından Veliahd Frederick ve Joachim’in doğumuyla protokolde geriye düştüğüne içerledi. Bunu hep bir takıntı hâline getirdi. Hatta 1997’de neşrettiği hatıralarında bir erkek için eşi ile aynı seviyeye konulmamanın zor olduğunu söyledi.

 

Nihayet Danimarka’yı terk edip Fransa’ya yerleşti. Kraliçe kocasını ikna etmek üzere Fransa’ya gittiyse de muvaffak olamadı. Nihayet Kont Danimarka’ya döndü. Ama kırgınlığını muhafaza etti.

 

Vefatından evvel Kraliçe ile aynı yerde gömülmek istemediğini beyan etti. İsteği kabul edildi. 2018’de de vefat etti. Cesedi yakılarak külleri denize atıldı ve bir kısmı da sarayın bahçesine gömüldü.

 

 

 

AVRUPA’DA KRALİÇELER DEVRİ SONA ERİYOR
Üç nesil bir arada.

 

 

 

Yeni Kral

 

 

 

Kraliçe’nin oğlu, X. Frederick adıyla kral olacak. Aarhus ve Harvard’da siyaset okudu. Donanmada vazife yaptı. Dağ sporlarına meraklıdır, öyle ki geçenlerde ağır bir kaza geçirerek ölümden kıl payı kurtulmuştur.

 

O da zamane prenslerinin çoğu gibi halktan bir kıza gönlünü kaptırdı. 2000 yaz olimpiyatlarında tanıştığı Avustralyalı matematik öğretmeninin hukukçu kızı Mary Elizabeth Donaldson ile 2004’te evlendi. Gelin 33 yaşındaydı.

 

Dört çocuğu oldu. Babasının tahta geçişiyle 17 yaşındaki Prens Christian veliahd olacaktır. 500 senedir krallar, Christian ve Frederick diye devam ederdi. Kraliçe Margreth işi bozmuştur.

 

Kraliçe’nin küçük oğlu Prens Joachim (1969) Danimarka ordusunda subaydır. 1995’te kendisinden 4 yaş büyük bir Hong Konglu ile evlendi. İlk defa sarı ırktan biri Avrupa’da kraliyet prensesi oluyordu. İki çocukları olduktan sonra ayrıldılar. Prens bir Fransız ile evlendi, bundan da iki çocuğu oldu. Aile şimdi Fransa’da yaşıyor.

 

Kraliçe, 2022’de hanedanda küçültme politikası çerçevesinde küçük oğlunun prens/prenses ünvanlarını kaldırdı. Çocuklar sadece dedelerinden gelen Montpezat kont ve kontesi unvanını taşıyacak.

 

Kraliçe’nin kız kardeşi Prenses Anne Marie, geçenlerde ölen Yunanistan Kralı Konstantin’in zevcesi ve son Yunanistan kraliçesiydi.

 

 

 

AVRUPA’DA KRALİÇELER DEVRİ SONA ERİYOR
Kraliçe Margrethe ve zevci Kont Henri.

 

 

 

Ailenin talihsizi

 

 

 

Akli dengesini kaybeden Danimarka Kralı VII. Christian (1749-1808) talihsiz bir hükümdardı. Bu hâli, çocukluğunda ona bakan kişilerin acımasızlığına ve saray uşaklarının ahlak dışı hareketlerine bağlanır.

 

Kralın Alman asıllı doktoru Kont Johann Friedrich Struensee, o kadar ahlaksız biriydi ki, Kraliçeyi elde edip, iktidarı ele geçirdi. Kral, kendisine sadık kişilerin yardımıyla doktoru öldürttü, Kraliçeyi sürdü, ama hiç iyileşemedi. Hadise The Royal Affair adıyla filme alınmıştır…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.