Muvaffakiyet için mesafeyi baştan koymak en iyisidir...

A -
A +

İnsanlara her şeyden evvel adil, samimi, nazik ve sevecen davranın ama sınırlarınızı muhafaza etmeyi de unutmayın!

 

 

 

Annem, torununa nasihat ediyordu:

 

- O dediklerin kalmadıysa da evlerimize iş için gelenler var. Temizliğe gelen yardımcı kadına samimiyet gösterirsiniz işi şişirip gün ortasında çekip gider. İş yerinizde astınıza affedici, müşfik, sevecen ve hoşgörülü, anlayışlı davranırsınız, işleri serer, suistimal eder. Apartman görevlisine sıkı fıkı dostane davranırsınız, herkesin servisine koşar, sizinkini unutur.

 

- Daha!

 

- Dahası: İnsani davranacağım diye mesajına cevap verdiğiniz erkek, engellenene kadar sizi taciz eder.

 

- Aaa! Hakikaten de öyle oluyor! İşte burada tecrübeler konuşuyor. Söyle teyze, devam et, hiç de yabana atılacak sözler değil bunlar.

 

- Birçoğunu tecrübelerimle edindim, yakinen biliyorum ve inanıyorum da söylediklerime. Hayat arkadaşınıza, dostunuza, çocuğunuza fazla verici davranırsınız daima daha fazlasını ister. Sözün hülasası, özü; fazla ve lüzumsuz samimiyetle sizi üzecek gücü kendi ellerinizle insanlara verirsiniz, icap ettiğinden fazla yakınlık ve mütevazılık eşittir dikkatsizlik ve istismardır.

 

- Maalesef.

 

- İnsanları sonradan ikaz edip uyarmak zordur, hem ikaz edileni hem de sizi acımadan üzerler. Muvaffakiyet için mesafeyi baştan koymak en iyisidir. İnsanlara her şeyden evvel adil, samimi, nazik ve sevecen davranın ama sınırlarınızı muhafaza etmeyi de unutmayın! Buna “denge politikası” deniyor. İfrat ve tefritten uzak “orta yol”u seçin her işinizde...

 

- Politikaya da yabancı değilmişsiniz anne! Helâl olsun bizi ters köşe yaptınız!

 

- Ne anlarsan anla kızım. Benden demesi, uyup uymamak size kalmış. Bir büyüğümüz şöyle derdi. “Tecrübeyle sabit, hata yapmamak, zora düşmemek için dinleyenler, söylenenlere inanıp uysalardı bu kadar ruh hastası insan dolaşmıyor olurdu yeryüzünde.”

 

Anneciğimin içinden gelenleri sıralayıp dökmesi en çok da Nefise Doktor’umu heyecanlandırmıştı. “Yes, OK…” deyip geldi ellerinden öptü. “Almanya’da bu esaslara fazla ehemmiyet veriliyor. Hissî davranışlar neredeyse sıfır…” Bu demek değildi “insanların hepsi de öyledir” diye düşünmek. Tedbirli olmak iyi insan olmanın da icabıydı.

 

 

 

Birlikten kuvvet doğar, demiş ecdat bize!

 

Bu yazılar boş değil, cümle hepimize!

 

     ***

 

Yaşım ilerlemiş iyice ihtiyarlamıştım. Gecelerim gündüz, gündüzlerim geceye dönmüştü, yani birbirine karışmıştı. Canım istediği zaman uyuyor, istemediği zamanda ayaktaydım. Bir gece uykum yine yoktu, şaşkın şaşkın kendimi dinliyor, sağa sola dönüp duruyordum yatağın içinde. Bir ara doğrularak banyoya geçtim. Tahminime göre sabah namazı vakti girmişti. Bütün şartlarına uyarak abdestimi alıp tekrar yattığım odama döndüm. Hep yanı başımda duran seccademi alıp münasip bir köşeye serdim, boynu bükük bir vaziyette huzura durdum. Yüzüm Rabb’ime karşı mahcubiyetle gerilmişti. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.