ANALAR, NE ARSLANLAR DOĞURMUŞ!..

A -
A +
Kürtçülük fitnesini;
zihinlerini Fransız İhtilali’nin onmaz biçimde zehirlediği Abdülhamid Han muhalifi kıt akıllı ırkçılar toprağa düşürdü,
İslamın ve ümmetin amansız düşmanı İngiliz seralarda çimlendirdi,
Komünistler, fidanlaştırdı,
Kapitalistler, ağaçlandırdı.
Dualarla karılmış, şehid kanlarıyla sulanmış bu gazi toprakların civanmert evladları ise onu kökünden söküp atacak, sun’i hudutlar yıkılacak ve kardeş, kardeşle kucaklaşacaktır inşallah.
Mü’minler, kardeştir.
Kalbleri birdir.
İmanları birdir.
Kıbleleri birdir.
Onlar, Allah’a kul, Habibine ümmettir.
Onlar, korku nedir bilmezler.
Oğuz Han gibi.
Alparslan gibi.
Yıldırım gibi.
Fatih gibi.
Yavuz gibi.
Murad Han gibi.
Kore şehidleri gibi.
Kıbrıs şehidleri gibi.
Afrin yiğidleri gibi.
Çünkü; onlar Mehmetçiktir!
Çünkü; Mehmed, ismini Şanlı Peygamber’den aleyhi’s salatü ve’s selamdan alan tek askerdir.
Mehmedim,
Avuçlar, semaya senin için açılmaktadır.
Senin şehadet aşkın ta Bedr’de tutuştu.
Ananın ak sütü helal,
Şahadetin afiyet,
Gazan mübarek,
Fetih Suresi yoldaşın,
Yolun açık olsun!
Bil ki Sen bugün sömürge çağına son vermektesin. Doğan güneş, belki de zaferini kutlamaktadır.
Muştular olsun!..
  *
23 Ocak 2018’de kaleme aldığımız bu aşknâmeyi, bugün bir kere de her kelimesi ve her mânâsıyla aynı aşk ve aynı azîmle Mehmetçik için, Kudüs Gönüllüleri, nâm-ı diğer Kudüs Bozkurtları ve elbette Osmanlı evlâdı Gazze Millî Mücadele kuvvetleri için terennüm ve tekrar ediyoruz.
 
Biz, bu cümleleri, dünkü mübarek Cum’a günü bir tarafımızda Fatih Sultan Mehmed Han Gâzi, bir yanımızda Yavuz Sultan Selim Han Gâzi, az ötemizde İstanbul Fethi’nin meçhul iken malûm olan mücahîdleri 7 Emirler, ümidimizde Seyyîd Abdülkadiri Geylâni, Şâh-ı Nakşibend Seyyid Muhammed Bahaeddin Buharî, İkinci bin yılının sahibi İmâm-ı Rabbanî ve diğer evliyaullah’ın tasarruf ve himmetleri olduğu hâlde kalbler kuvvet bulsun, iradeler daha bir keskinleşsin için tekrarlarken tevafuka bakmalı ki zaman, Cum’a namazına varmak üzeredir. Müezzin efendiler, salâ okumakta ve “essalatü vesselâmü aleyke yâ resûlallah, essalatü vesselâmü aleyke yâ Habiballah!” diyerek Şanlı Peygamberi selâmlamaktalar.
Biz, dün kelimelerimizle cenkteyken Kudüs’te zalim siyonist çapulcular, ilk kıblemizde, Mescîd-i Aksa’da Cum’a namazını edâ etmek isteyen kardeşlerimizin yolunu kesiyor, onları tartaklıyor, çocukları katlediyorlardı. Siyonistler, bunu yaparken sözde medenî gerçekteyse gayri medenî dünya ve lafta İslâm âlemi her nev’iyle işlenen bu soykırımı seyrediyordu.
Bu zulme rıza göstermeyen Gazze Kurtuluş Ordusu’na cesaretle arka çıkan bir tek vakarlı devlet ve bir tek arslanlar kafilesi vardır:
Türkiye
ve
Mehmetçik,
ve:
İslâm’ın sefer, zafer ve şeref sancağını bin yıl boyunca liyakatle taşıyan; ulu atamız Fatih’le O güzel emir ve O’nun güzel askerleri şahsında en son ve en büyük Peygamberin; Şanlı Peygamberin müjdesiyle tebşîr olunmuş ümmetin hası azîz Türk milleti,
ve
som altın değerinde Anadolu!..
Ankara’da devlet aklı işin şuurunda ve mes’elenin idrakindedir:
Yunanistan, sağlama alınmıştır. Sırada Suriye vardır. Suriye’yle konuşulacaktır…
Gayrı vakit gelmiştir.
Mazlumların feryatları, gök kubbeyi çökertecek, dökülen gözyaşları, Akdeniz’i taşıracak raddeye varmıştır:
Türk Devleti’nin yaman süvarileri, şimdi düşünüyor olmalılar:
-Şu mezalim vahşeti karşısında Yavuz olsa ne yapardı, Fatih olsa ne yapardı, Salahaddin olsa ne yapardı?
Adaletin mimarı, şecaatin tâ kendisi Ömer olsa ne yapardı?
Ve…
Peygamberler Peygamberi; Şanlı Peygamber ne yapardı?
Vâde dolmuş, sabır tükenmiştir. Bekleyecek gün değildir:
Gün:
-Yâ Allah, Bismillah, Allahü ekber! Deme ve bir Kudüs kasırgası gibi esme günüdür…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.