HUZUR HATTI

A -
A +

I. Dünya Harbinin galibi devletlerin masabaşında, cetvelle çizmiş oldukları bölgeye dair her gerçeğe aykırı harita ve hudutlarla bugün de başımız derttedir…

 

Bu kasıtlı çizimler yüzünden bir asrı aşkın bir zamandır artan biçimde insan, para, zaman kaybı içindeyiz. Bu haritalardan hareketle işleyen fitne tezgâhları, bölgede terör ihanetlerine yol açtı. Bu hudut ve haritaları çizenler, bu terör faaliyet ve yıkımlarının da kurucu, besleyici ve destekçisi oldular.

 

Bölücü terörist unsur, kim daha fazla fiyat verirse ona taşeronluk yaptı. PKK, Sovyet Rusya döneminde komünist bir örgüt olarak zuhur etmiş iken SSCB’nin tarih sahnesinden çekilmesinden sonra ABD’nin hizmetine girdi.

 

Adı geçen terör örgütünden evvel Ermeni ASALA terör örgütü diplomatlarımıza musallat olmuştu. Onun çekilmesiyle yerini PKK aldı. Hedefi, Türkiye’yi bölmekti. Suriye, Irak ve İran’dan toprak kopararak devletleşme gayesi güdüyordu. İlk zamanlar gerek generallerimiz ve gerekse devlet erkânı, tehlikeyi göremeyerek "3-5 çapulcu" diye küçümsediler. Böyle yapacaklarına Sevgili Peygamberimizin -aleyhi’s selâm- "Düşman küçük olsa da sen, onu küçük görme" meâlindeki buyruklarını esas alsalardı yıllarımız, nesillerimiz ve imkânlarımız ziyan olmazdı.

 

Türkiye, 1968-1980 arası anarşiyle, 1984’ten bugüne terörle uğraşmasa 1950’de yakalanan kalkınma rüzgârı, 1960, ’71, ’80, ’97 darbeleriyle kesilmese bugün kişi başına düşen millî gelirimiz, 10 bin değil, 40 bin dolar olur ve emekliye yapılacak zam, aslî gündem olmazdı. Harpler, Cihan Harpleri, sol-sağ kan çarpışmaları, postallı yahut postmodern darbeler ve terör ihanetinin Türkiye’ye verdiği ziyan, II. Viyana mağlubiyetinden sonraki zamanlarda katlandığımız ziyanlardan daha az olmasa gerek. Bugün -Allaha şükür ki- son iki asrın en kudretli günlerindeyiz. Havada, karada, denizde, silahın her çeşidinde ulaşımda, sağlıkta vs. güçlüyüz. Toplu iğne bile imal edemeyen bir millet, bugün yüksek teknolojide dünyayla yarışmakta 1990 başlarında gördüğü "Feza’da İki Türk" rüyası ilk Türk’ün uzay seferine çıkmasıyla hakikat oldu. Düştüğü yerden kalkmakta olan Türkiye, yakasına yapıştırılan "hasta adam" yaftasını yırtıp atmıştır. Ankara, iç güvenliği tam kurmuştur. Geldiğimiz vakit itibarıyla nüfuz alanımız Türkistan, Kafkaslar, Basra Körfezi, Gazze, Kızıldeniz, Somali, Trablusgarp, Mavi Vatan, Rumeli arasındadır. Bu muazzam sahaya Osmanlı Barışının devamı olarak ay-yıldızlı Türk Barışı yeniden gelmiştir. Öncülüğümüzle 3 asrın rüyası olan Türk Devletleri Teşkilatı kurulmuştur.

 

İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırım ve Suriye ve Irak’ın kargaşaya mahkûm edilmesindeki asıl hedef, Anadolu’dur. İçeride huzur ve sükûnu kursak da hudutlarımızdan rahatsız edilmekteyiz. O masabaşında çizilmiş emperyalist haritaları bunun sebebidir.

 

“Coğrafya kader” olduğuna göre komşularımızla kader birliği yapmamız gerekiyor. Irak merkezî hükûmetiyle münasebetlerimiz düzgün bir hâl almıştır. Şam yönetimi kendi başına basiretle hareket edebilirse onunla da şartlar düzelebilir.

 

Bir asrı aşkın zaman evvel sahte harita ve bozuk hudutlarla Sevr’i Payitaht’a dayatmışlar fakat baskılara rağmen Sultan Vahideddin o zorbalık paçavrasını imzalamadığı için hayata geçmemişti. Bugün Sevr’i Türkiye Yüzyılı’nda, Türk Asrı’nda "Lider Ülke Türkiye" azmiyle yürüyen Türkiye Cumhuriyeti’nin yolunu kesmek için türlü taktiklerle yeniden dayatmaktalar. Unutulmasın ki Lozan Muahedesinde ABD taraf değil, müşahit devlettir. Andlaşmada imzası yoktur. Washington, sıkıştığında "Lozan, benim için yok hükmündedir!" diyebilir.

 

Birkaç asrın en güçlü dönemine varmışken Ankara, zor günlerimizde kabul zorunda kaldığımız hudut ve haritalara bir çare bulmalıdır. Bu çarelerden biri silahlı mücadeledir. Emniyet mücadelesini yapıyoruz. Şehîdlerimiz, gazilerimiz olsa da buna devam edeceğiz. Diğer yapılacak olansa hudutların tashihidir:

 

Bu bozuk harita ve sınırlar ilanihaye gidemez. Giderse şartlar, zamanla çok daha ağır şekilde aleyhimize dönebilir. Bu itibarla MHP Genel Başkanı Bilge Lider muhterem Devlet Bahçeli’nin teklifi üzerinde durmalı, çalışmalı, geliştirmeli, gerçekleştirmelidir. Sn. Bahçeli, Irak’ın kuzeyindeki dağlık bölgeden başlayarak 60 km derinliğe inen bir kuşakla hudutlarımızın ötesinden Hatay’a varıp, Hatay’la derinliği eşitlenmiş bir "Huzur Hattı" kurulmasını teklif etmektedir. Bu huzur hattı yahut kuşağının ilgili devlet veya devletlerle anlaşarak süresi belli olacak şekilde yapılmasını dile getirmektedir.

 

Bu müddetin 50 yıldan az olmaması maksada hizmet olur. Satın da alınabilir. Nitekim Almanya, Doğu Almanya’yı yâni eski topraklarını Rusya’dan satın almıştı. Ege Denizi’nin ortadan ölçülerek bizim tarafta kalan ve Yunanistan’a bırakılmış olan adaları satın alabileceğimizi yıllar evvel kaleme almıştık…

 

Üretilen seviyeli her yeni fikir, mânevî kalkınmamız için değerli bir kazançtır. Mânevî kalkınma, maddî kalkınmanın diğer kefesidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.