İyi anne baba mısınız?

A -
A +

Her şeyden önce iyi anne-baba olmanın yolu ebeveynlerin iş birliği hâlinde ve istikrarlı davranmalarından geçer. Ebeveynlik eğitimi evlilik öncesine dayanır. Evlilik öncesi taraflar birbirlerini değerlendirirken çocukların anne babası olacaklarını da düşünmelidir.

 

“Ben bununla evlenmek istiyorum ama acaba ebeveynliği nasıl olur?” diye tarafsız olarak sorgulamalıdır. Çünkü evliliğin esas amaçlarından biri sağlıklı bir nesil yetiştirmeye katkı sağlamaktır. Bu nedenle evlenmeyi düşünen bireyler kuracakları aile ve yetiştirecekleri çocuklar için de evlilik öncesi kendilerini bir şekilde geliştirmelidir. Evlilik öncesi veya sonrası muhtemel sorunlara karşı hazırlıklı olurlar.

 

Eğer bir evde çocuklar anlamaz diyerek veya çocuklar umurunda bile olmadan eşler birbirlerine tartışma süreci yaşatıyor ve tartışılıyorsa çocuklar büyük travma yaşar. İyi bir anne baba tartışmada eşini alt etme uğraşısı veren değil çocuklarının korku içinde büyümesine fırsat vermeyen anne babadır.

 

Kadın, erkeğe oranla duygusal anlamda daha güçlüdür. Kadının eve yaydığı enerji evi tesir altına alabilecek güçtedir. Bu nedenle denilebilir ki annelerin evde pozitif oluşları evde yaydığı enerjinin çocuğun ders çalışma performansına da beynin stres atma sürecine de yansıyacağı unutulmamalıdır.

 

Sabır olmadan pozitif hayat pek mümkün olmaz. Ebeveynliğin birinci şartı sabırdır. Çocuğunuz ile olumlu ilişkiler mi geliştirmek istiyorsunuz? İşte bazı yapmanız gerekenler:

 

Onu anlamaya çalışın. Karşılıklı saygıya önem verin. Her şeye rağmen sevdiğinizi belli edin.

 

Çocuğunuza gerçekten zaman ayırın. Ona değer verin ve bunu hissettirin. Önce anlayın sonra davranın. Anlamadan davranma hatasına sakın düşmeyin. Lütfen dinleyip anlamadan düşünceleri konusunda fikir sahibi olmadan çocuklarınıza tepki vermeyin.

 

     Nurettin Bozan-Eskişehir

 

 

ŞİİR

          Oldum

 

Hayret dağından geçtim, gayret suyundan içtim.

 

Seyret çölüne düştüm, hâli perişan oldum.

 

 

 

Hasret dağına vardım, vuslat bağına yandım.

 

Kesret suyuna daldım, hâli perişan oldum.

 

 

 

Aşkın dağını sordum, sevdamla şaşkın oldum

 

Vadilerde yoğruldum, hâli perişan oldum.

 

 

 

Hayat dağı gel diyor, umut bağı gül diyor

 

Yârim bana el diyor, hâli perişan oldum.

 

 

 

Sabır dağı yokuştur, zikir dağı çıkıştır.

 

Şükür yolu zor iştir, hâli perişan oldum.

 

 

 

Yokluk dağı yüksektir, varlık yolu sevmektir.

 

Gönlüm sana tutsaktır, hâli perişan oldum.

 

 

 

Aciz dağlarda, gece gündüz ağlar da

 

Bozkır olmuş bağlarda, hâli perişan oldum.

 

     Aciz-A. Gök (Sultan Divanından)

 

 

KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST

(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)

Din büyüklerimiz buyurdular ki: "Bir hadis-i şerif var, Peygamberimiz 'aleyhissalatü vesselam' buyuruyorlar ki: (Müminin verdiği mal kendisinindir. Aldığı değil.) Çünkü bilin ki, herkes kabirde bir hiçtir. Herkes vefat ettiği zaman, bir kefenle toprağa gömülecektir, fakat onun ismi ve cismi bir hiç olacak, dünyada kazandıklarının hepsi dünyada kalacaktır. Ahirete önceden gönderdiklerinin hepsi onun olacaktır. Peki, bu ömrü bu hiç için harcayan bir insanın değeri nedir? Hiçtir. Eğer ahireti için harcamışsa, onun değeri nedir? O gün başlayacaktır. Yani vefat ettiği gün, gerçek hayat başlayacaktır.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.