Halkbank’ı suçlarken, Mehmet Hakan Atilla’yı tutuklarken iyiydi

A -
A +
Amerika kendisini dünyanın kabadayısı olarak görüyor. Her şeye hakkı olduğunu düşünüyor. Yaptırım uyguladıkları ülkeleri inim inim inletiyorlar. Mesela İran’a yaptırım mı uyguladı, herkes buna uyacak. Uymazsa ceza kesmeyi kendine hak görüyor. 
Nitekim Türkiye’nin İran’la yaptığı haklı ticareti baltalamak için her yolu denedi. Hâlbuki komşumuz İran’la ticaret yapmak en doğal hakkımız. 29 Kasım 2017’de "ABD'li vekiller Halkbank'a yaptırım istedi" başlıklı bir yazı yazmış ve şöyle demiştim:
“Amerikan Hazine Bakanlığı Terör ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı David Cohen, 20 Aralık 2013'te İran'a yönelik ambargo ihlal edildiği gerekçesiyle Türkiye'ye geldi. İran'la yapılan ticaretten rahatsız olduklarını söyledi. Halkbank artık ABD ve İsrail'in hedefindeydi. Cohen 21 Aralık 2013'te İsrail'e gitti. 
Halkbank'ın ceza alması için var güçleriyle çalıştılar. İran'la ticaret yapmak suçmuş gibi gösterdiler. David Cohen, yaptıklarının mükâfatı olarak ‘CIA Başkan Yardımcısı’ görevine tevdi edilerek ödüllendirildi.
FETÖ'cülerin gerçek yüzü ortaya çıkınca ve kumpaslar birer birer çökünce bu defa devreye ABD'li savcı ve hâkimler girdi. FETÖ'cülerin hukuk bürosu YKK (Yüksel Karkın Küçük) savcı Preet Bharara ve hâkim Richard Berman Türkiye'de ağırlandılar. Yedirildiler, içirildiler. 5 yıldızlı otelde kaldılar. FETÖ ile Amerikalı savcı ve hâkimlerin irtibatı artık sağlamdı...”
Mehmet Hakan Atilla yok yere tutuklandı ve 32 ay ceza aldı. En muhalifler, davayı yerinde izleyenler bile Halkbank davasının içi boş olduğunu söylediler. Kara para aklama işi hariç her şeyden suçlu buldular. Türkiye demokratik olarak Amerika’ya itirazlarını dile getirdi. Bu dava haksızdır dedi. İran’la ambargoyu delmedik dedi. Amerika bize ne dedi?: “Burada bağımsız yargı var.”
Rahip Brunson, İzmir’de cezaevindeydi. Ev hapsine alındı. Başkan Trump ve yardımcısı Mike Pence kıyamet kopardılar. Niçin bırakılmadığını sorgulamaya başladılar ve Türkiye’yi tehdit ettiler. Ambargo uygularız dediler. 
FETÖ lideri terörist Gülen’le ilgili yüzlerce klasör dosya gönderdi. Defalarca devletimiz terörist Gülen’i Amerika Adalet Bakanlığı’ndan istedi. “Bizde tarafsız yargı var” dediler. Türkiye kimseyi tehdit etmedi. Bağırıp çağırmadı. 
Amerika ve yönetici kadrosu Soğuk Savaş şartları var sanıyorlar. Türkiye’de de Amerika’dan korkacak liderler var sanıyorlar. Fena hâlde yanılıyorlar. Türkiye doğru bildiği yoldan gidiyor. Çıkarı neyse öyle davranıyor. Aynen Afrin’de ülkemize tehdit gördüğümüz PKK’yı o bölgeden temizlediğimiz gibi. 
Hem "NATO’dan müttefikiz, stratejik ortağımızsın" diyeceksiniz hem de FETÖ konusunda kılınızı kıpırdatmayacaksınız. Nasıl stratejik ortaklık bu? Gösterin o zaman bize dost olduğunuzu ve Gülen ve adamlarını teslim edin. Siz bir papaz için kıyamet koparıyorsunuz ama ülkemizde 15 Temmuz’u yapan, insanlarımızı şehit eden bir terörist ve şebekesini koruyorsunuz. Böyle ortaklık olmaz. Siz bir adım atmadıkça Türkiye de size bir adım gelmeyecektir. 
Amerika 1958 Aralık’ında Küba’yı, 1979’da İran’ı kaybettiği gibi Türkiye’yi kaybediyor. İşin vahametini ileride anlayacaktır. Türkiye gibi bölgenin en güçlü ülkesini kaybetmek Amerika’ya ağır problem doğuracaktır. Eğer aklıselim Amerika’da hâkimse Türkiye’nin sıkıntılarını gidermek için bir şeyler yaparlar. Yoksa biz yolumuza Amerika yoluna...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.