FETÖ ve üç maymun…

A -
A +
15 Temmuz ihanet kalkışmasının sanıkları, mahkeme salonlarında üç maymunu oynuyorlar… ‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum…’ Bu şekilde pişkinliklerle yakayı sıyıracaklarını mı sanıyorlar?
 
İhanet kalkışmasının ana karargâhı olan Akıncı Üssü davasının sanıkları, duruşma salonunda tuhaf hareketler sergiliyorlar. Kendilerince tiyatro oynamaya çalışıyorlar. Bunun şaşırtıcı bir yanı yok aslında. Zira FETÖ, duvara tosladığı ihanet kalkışmasının akabinde, elemanlarının çözülmemesi ve zaman kazanmak için, sanıkların bütünüyle örgüt refleksi vermesi uğruna her yola başvuruyor. Ordu, emniyet, yargı teşkilatı gibi önemli devlet kurumlarından büyük ölçüde ayıklandıkları hâlde, FETÖ militanlarının tutukevlerinde, hâlâ daha kitlesel iletişim imkânına sahip olduğu anlaşılıyor. Farklı davalarda ve farklı yerlerdeki mahkemelerde yargılanan sanıklar, benzeri tavırları sergiliyorlar. Genel olarak üç maymunu oynuyorlar. Yani görmedim, duymadım, bilmiyorum… “SİVİL İMAM” diye tanımlanan ve hain darbe kalkışmasında başrolü oynadıkları, askerî personele talimat verip yönlendirdikleri inkâr edilemeyecek netlikte görüntülü kayıtlarla ortada. Fakat onlar pişkince ve büyük bir utanmazlıkla inkâr ediyorlar!.. Hepsi de sözleşmiş gibi, o gece Akıncı Üssüne arsa bakmaya gelmişler!.. Bu mavalı devlete ve halka yutturmaya çalışıyorlar. Bazıları daha değişik ama komiklik bakımından farksız hikâyeler anlatıyor. Güya sahibi olduğu okulda okuyan öğrencinin, velisi olan albayı müsamereye davet etmeye gelmiş, falan filan… Bu zavallı durumdaki FETÖ’cüler, böyle şaklabanlıklarla adaletin pençesinden yakalarını sıyıracaklarını mı düşünüyorlar acaba? Bize kalırsa, onlar bunun mümkün olmayacağının farkındalar. Ama başka da yapabilecekleri bir şey yok. Görünüşe göre bundan sonraki celselerde, bazıları hafızalarını kaybetmiş rolü oynayacak, kimileri Alzheimer hastalığına yakalanmış olarak, bu trajikomik tiyatroyu oynamayı sürdürecekler besbelli.
Bunlar devleti parçalamaya, hükûmeti devirmeye, Millet Meclisini bombalamaya, Cumhurbaşkanına suikast yapmaya kalkışacak kadar küstah ve cür’etkâr. Lâkin kanun karşısında hesap vermeye sıra gelince, yediği haltları sahiplenemeyecek kadar da ödlek ve sahtekâr!.. Şimdiye kadar bir iki istisna dışında, suçunu itiraf edecek, (Evet, ben darbe yapmaya çalıştım…) diyecek kadar, medeni cesaret göstereni çıkmadı. Gırtlağına kadar ihanet suçuna batmış olan Kemal Batmaz, insanların zekâsıyla alay edercesine, kendi görüntülerini inkâr ediyor. Pişkince, “o ben değilim” diyebiliyor. Hâlen firarda olan, ihanetin baş sanıklarından Adil Öksüz'le birlikte, bilmem kaç kere çıktığı Pensilvanya yolculuğunun kayıtları karşısında, eblehçe yalanlar söylüyor. Bu ne zavallılık, bu ne sefalet!.. 15 Temmuz gecesi, halka bomba yağdıran uçak filosunu yöneten Yarbay Hakan Karakuş’un kayınpederi olan eski hava kuvvetleri komutanı Akın Öztürk de, ilk günden beri Akıncı Üssü'ne torunlarını görmeye geldiği hikâyesini anlatıyor. Dünkü savunmasında şöyle bir ifade kullanmış. “Ölseydim de, böyle bir suçlamaya muhatap olmasaydım…” Son pişmanlık fayda vermez diye bir atasözümüz var. Bay Öztürk, darbe suçuyla yargılanmayı kendisi için en ağır ceza olarak niteliyor. İyi de, Orgeneral rütbesine kadar çıkmış, kuvvet komutanlığı gibi önemli bir görevi üstlenmiş olan Akın Öztürk, kırk yılın tecrübesiyle böyle bir ihanete kalkışmanın sonucunun ne olacağını baştan hesaba katmalıydı. Bu saatten sonra mahkeme salonunda rol kesmekle, hiçbir yere varılamayacağını bilmeyecek kadar acemi biri midir Akın Öztürk?
Son YAŞ kararıyla kara kuvvetleri komutanlığına getirilen Orgeneral Yaşar Güler, Genelkurmay İkinci Başkanı iken, darbeciler tarafından derdest edilip götürüldüğü 15 Temmuz gecesinde, Akın Öztürk’ün Akıncı Üssü'nde neler çevirdiğini ilgili mercilere anlattı. İnkârcılıkta ısrar etmekle Akın Öztürk kimseyi ikna edemez. Akın Öztürk ve diğer darbecilerin yapması gereken şey, mahkemeleri yalanlarla oyalamak değil, adam gibi suçunu itiraf ederek yargının vereceği karara katlanmaktır. Fakat görünen o ki, FETÖ mensupları böyle bir şey yapmaya hiç de niyetli değil. Onlar hâlâ Pensilvanya’dan, daha doğrusu Pensilvanya’daki FETÖ elebaşının patronlarından gelecek destek ve müdahalelerle, belki paçayı kurtarma hayali içindeler. Bu yüzden örgütün talimatı istikametinde, her biri kendisine ezberletilen rolü oynamaya çalışıyor. Oynasınlar bakalım! Onlar 15 Temmuz ihanet kalkışmasının ardından bu çirkin oyunu sürdürürken, içlerinden nedamet getirip itirafçı olan kişilerin verdiği bilgilerle, FETÖ’nün kurduğu kumpas her yönüyle çözülüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu ihanetin hesabını gerektiği gibi soracak. O yüzden ihanete karışan FETÖ mensuplarının bu küstahlıkları, toplumun ve özellikle şehit ve gazi yakınlarının moralini bozmamalı. Hainler eninde sonunda hak ettikleri cezayı bulacaklar.
FETÖ yıllarca yalan-dolan ve akla hayale gelmedik sahtekârlıklarla bu ülkeye tahminlerin çok üstünde büyük zarar verdi. FETÖ’nün bu ihanet faaliyetinde rol üstlenen militanlar, yeni bir takiye ve sahtekârlıkla bir defa daha toplumun içine çıkamaz. Üç maymun kavramının yanında, bir de ‘maymunun gözü açıldı’ realitesi var. Maymun rolü yapan içerideki ve dışarıdaki FETÖ’cüler bu gerçeği asla unutmasınlar…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.