Her seçimin bir hikâyesi vardır…

A -
A +

Her seçimin merkezinde bir hikâye, her hikâyenin de bir kahramanı vardır. 31 Mart yerel seçimlerinin de belirleyici kahramanı yine Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dır.

 

31 Mart yerel seçimlerine 15 gün kala hangi partinin nerede kaç puan önde veya geride olduğu günlük tartışma konusu. Anketlerde önde olanlar için “süreci iyi yönetiyor” deniyor. İstanbul için her geçen gün CHP’yi geri sayım gibi sandıkta aşağı çekiyor.

 

İstanbul’da geri sayım olayların seyrine dışarıdan müdahalenin karşılığıdır, bu kadar olur. Ekrem İmamoğlu’nun 2019 yılında seçim broşürlerinde yer alan bazı vaatlerini hatırlamaması olayları dışarıdan takip etmenin karşılığı.

 

Süreç yönetilmez yaşanır. Hiçbir siyasetçi toplumu ikna eden, takipçisi yapan bir hikâyeyi dışarıdan yazmadı. Geçmişte ne Süleyman Demirel “Çoban Süleyman” ne de Bülent Ecevit “Karaoğlan” olarak hikâyelerine dışarıdan girmediler. Olayların içinde yaşadığı bir hikâyesi olan kazanır.

 

Siyasetçilerin hâl ve gidişleri yazıda, yabanda, atölyede ve sokakta hayatın gerçekleri ile örtüştüğü ölçüde inandırıcı olur, sahada karşılık ve toplumda takipçi bulur.

 

Sahadaki operasyonları ilgi ile takip edilen, Şırnak ve Mardin mitinglerinden sonra Ağrı’da dün de Van ve Hakkâri’de halkla buluşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu vasfı ile 31 Mart yerel seçim sonuçlarında önemli ölçüde belirleyicidir.

 

Etki alanı sadece konuştuğu bölge mekân ve zamanla sınırlı değil tüm ülkede bazen de sınır ötesidir. Fırsat buldukça mahallesinde oturan 85 yaşındaki eski komşusunu ziyareti ihmal etmeyen bir “hayat yönetmenin” toplumdaki karşılığı tek bir cümledir: “Bize benziyor, bizden biri…”

 

Seçmenin yaşadığı şehir ve ülkeye dair önceliklerini iyi okuyan, gelecek için tasarımlarını adayla ve seçmenle paylaşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan karşısında seçmenin anlık öfkesini sermaye yapan muhalefetin başarı şansı zor.

 

Şırnak ve Mardin mitinglerinde, “Aramıza girmek için her yolu deneyenler sadece Şırnak ile değil bu bölgenin tamamıyla bizim ve ülkemizin bağını koparmaya çalıştılar. Hâlbuki kalpsiz bir vücut olur mu? Şırnaksız, Mardinsiz, Diyarbakırsız bir Türkiye olmaz…” söylemi ile seçmenin aidiyetini güçlendiriyor.

 

Ana muhalefette ise CHP’nin Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal’ın DEM Parti ile ilgili sözleri için “süreci sakin ve doğru bir şekilde yönettik” diyen CHP lideri Özgür Özel’in Türkiye okuması “İstanbul, Ankara ve İzmir’de bir risk yok. Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışı bitti, Mansur Yavaş rekor oyla geliyor. İstanbul’da 7 puan öndeyiz, İzmir’de büyük bir değişim alevi yaktık…” şeklinde.

 

Özel’in beyanı14 Mayıs'ta heyecana kapılan İmamoğlu’nun Yavaş’a “Bu arada aramızda kalsın Başkanım!.. Kazanıyoruz…" dediği hikâyeyi hatırlatıyor...

 

Hayata ve olaylara aynı yerden bakmıyorsak gördüklerimiz farklı şeyler olur. Seçmenin tercihini belirleyecek olan, adayların vaatleri ile geçmişte vadettiklerinin ne kadarını hayata geçirdikleridir.

 

İstanbul’da başa baş sürdüğü söylenen seçim yarışında Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum’u “Acemi” olarak etiketleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “çöp çukur ve çamura teslim oldu…” diye etiketlenen İstanbul ile 2019 yılında seçim broşürlerinde yer alan vaatleri arasında sıkıştı kaldı.

 

Geçmişte vadedilen ile yapılanları mukayese yeteneği seçmenin şansıdır. Nihayetinde seçmen farklı bir dünyada yaşayıp seçim günü sandığa misafir olarak dönmüş değil…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.