Herkes değişmeli... Ben hariç!..

Sesli Dinle
A -
A +

14-28 Mayıs seçim sonuçları ile büyük hayal kırıklığı yaşayan muhalefette ilk değişim talebi "Değişimle ilgili fikrim net, olmak zorunda. Yanlış yaptığımız ve eksik yaptığımız işler var. Bunları yaptığımız için seçim kaybediyoruz” diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi.

 

İmamoğlu’nun takipçileri artınca, kamuoyu ve CHP parti tabanının liderinden beklediği değişim talebi karşılıksız kalmadı. Tasarlanan değişim paketinden siyaset sahnemizi uzun süre işgal eden "Altılı Masa" oyununun ikinci bölümü çıkıverdi.

 

Önceki gün TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, "Tarihin bize yüklediği bir görev var. Açık ve net söylüyorum; değil Altılı Masa, Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı Masa kuracağım" dedi. Kılıçdaroğlu’nun “Yeter artık çekilin” anlamına gelen baskılara “herkes değişmeli… Ben hariç” anlamına gelen bu çözüm yolu muhalefet adına tam bir hayal kırıklığı. “Kılıçdaroğlu’nun dönüşü” gibi bir şey!..

 

Böylece, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yanlışları tekrarlayarak kazanamayız, başta benim partim olmak üzere bütün muhalefetin bir öz eleştiri yapması şarttır. Bunu yaparsak doğruları buluruz” teklifi de hasıraltı edilmiş oldu.

 

Kaybettiği 12 seçime rağmen koltuğu bırakmayan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun istifa çağrılarını duymazdan gelmesi, öz eleştiri mekanizmaları çalışmayan ve sonuçlardan ders çıkarmayan muhalefet partilerinde statükocu anlayışın hâlen baskın olduğunu gösteriyor.

 

Önceki gün partisinden istifa ederken İYİ Parti Kurucu Genel Başkan Yardımcısı Taylan Yıldız “Bilerek ya da bilmeyerek pek çok yönetici bu liyakatsiz düzenin devamını istiyor. Her şey kapalı kapılar ardında, ahbap-çavuş ilişkisi ile ilerlesin, başarı kriterleri belli olmasın, işte hepsi bu. Hiçbir şey sorgulanmıyor. Öz eleştiri yapılmıyor. Kimse yanlışını kabul etmiyor” tanımlaması muhalefetin kaybı, iktidarın kazancıdır.

 

14 ve 28 Mayıs seçim sonuçlarından kendini sorumlu tutmak yerine seçmeni suçlayan muhalefetin çözüm üretme yeteneğini körelten “Koruyucu Vesayet” altında siyaset yapma alışkanlığıdır.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yakın geçmişte katıldığı “40 Yıl 40 Eser” etkinliğinde yaptığı “CHP bu şekilde siyaset yaptığı sürece, bu ülkede iktidar yüzü göremez. CHP kendini düzeltmediği, değiştirmediği, milletin sesine kulak vermediği müddetçe, bir daha asla yönetime gelemez. Cumhuriyetle yaşıt olduğunu iddia eden CHP'nin artık, cumhurla, cumhuriyetle ve halkla barışması gerekiyor” tanımlaması, muhalefet için de bir yol haritası olabilir.

 

Ama dışarıya kapalı, olayları ve değişimi okuma yeteneği bağlanmış muhalefetin siyasette geleceği çok aydınlık görünmüyor. Vesayetten mahrum, siyaset geleceğini kendi yeteneklerine değil iktidarın iş kazaları yapmasına bağlayan muhalefet tam bir hayal peşinde.

 

Muhalefetin perişanlığı iktidara alan açıyor görünse de siyasette esas olan herkesin kendi oyun planı, ikna yeteneği ve seçmen tabanına güven vermekten geçiyor. Muhalefetin tükenmişliğini hak ettiğinden fazla tartışmak, sürekli günün konusu yapmak, iktidarın sorumluluğunu gündemin dışına atmak demektir.

 

İktidar cephesinden çözüm bekleyen sıkıntılarla birlikte seçim sonuçları da öyle sanıldığı gibi rehaveti besleyecek durumda değil.

 

Bu okuma sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram sonrası başlayacak yerel seçim çalışmalarına “Nerelerde hata yapılıyor, kayıpların sebeplerini araştırın. Rehavete kapılmayın, seçmenin bir an önce çözülmesini istediği konular hakkında çalışmalarınızı tamamlayın ve bir an önce bana sunun” diyerek teşkilatlara bir yol haritası çiziyor.

 

Seçim sonuçları ile ağır bir sarsıntı yaşayan ve yeni bir kimlik arayışına giren CHP’de ise herkes değişim diyor ama bu değişimin neye benzeyeceği hakkında kimsenin bir fikri yok. Çünkü CHP’de değişim “Herkes değişmeli... Ben hariç!..” diyen Kılıçdaroğlu ile sınırlı.

 

Onun da çözüm yolu belli: “6'lı Masa yetmiyorsa 16'lı Masa da kurarım…”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.