15 Temmuz’u unutmayacağız

Sesli Dinle
A -
A +
Dün 15 Temmuz 2016’da teşebbüs edilen ihanetin yedinci yıl dönümüydü. O gün yaşananlar için sadece “darbe teşebbüsü” denemez. Zira tarihimizin en büyük ihanet gecesi, sadece bir darbe teşebbüsüne değil, aynı zamanda devletimizi çökertmeyi ve egemenliğimizi yok etmeyi hedefleyen bir saldırıya sahne oldu.
 
Aradan bunca zaman geçince birçok gerçek ortaya çıkıyor. 15 Temmuz’un klasik anlatımı değişiyor. Önümüzdeki yıllarda -yeni bilgi ve belgelerin ortaya çıkmasıyla- tahminimizin çok ötesinde bir badireyi bertaraf ettiğimizi daha net görebileceğiz.
 
15 Temmuz’a dair kesinlik derecesinde bildiğimiz beş husus var:
 
1- Darbe girişiminin hazırlığı en az 10 yıldır yapılmaktaydı. TSK’nın millî kadrolarına karşı yürütülen operasyonlar, Gezi kalkışması, Türkiye’yi Suriye’yle savaşa sokma çabaları, Rus uçağının düşürülmesi, 17-25 Aralık komploları ve 2015-2016 bombalamalarının her biri zincirin halkalarıydı.
 
2- Bu bir Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) eylemiydi. Ama FETÖ yalnız değildi. 15 Temmuz’un “yancıları” çoktu. PKK’lı teröristler darbe teşebbüsü gecesi güney sınırlarımızdan içeri girdiler. Sınır, FETÖ’cü subayların birliklere verdiği talimatla o gece korumasız bırakıldı.
 
3- Eylemin planlanıp, yürürlüğe sokulduğu ülkeler Batılı “müttefiklerimizdi”. “FETÖ’yü de “yancılarını” da bizimle “ittifak” içinde olan bazı ülkelerin istihbarat teşkilatları koordine etti.
 
4- Eylemin yürütülmesi esnasında yabancı “saha operatörleri” Türkiye’deydi. Teşebbüs başarısızlığa uğrayınca bunlar hızlıca kaçarak ülkelerine döndüler.
 
5- İhanetin beyin takımına mensup birçok hain yurt dışına yerleşti.
 
Haklarında sunulan delillere rağmen hiçbiri Türkiye’ye iade edilmedi.
Yakın zamana kadar darbe teşebbüsünün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı devirip, yerine FETÖ’nün iplerini ellerinde tutanların sözünden çıkmayacak kuklaları getirmek için yapıldığı değerlendirmeleri yapılıyordu. Artık biliyoruz ki, mesele sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek değilmiş.
 
Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla meydanlara çıkan Türk milleti o gece direnmemiş olsaydı, TSK, MİT ve Emniyet’teki helal süt emmiş kadrolar, sokağa dökülen vatandaşlarla birlikte alçakları darmadağın etmemiş olsalardı aşağıdaki tablo ortaya çıkacaktı:
 
- Darbe başarısız olunca, demokrasiye destek manşetleriyle çıkan gazetelerin bir kısmı -27 Mayıs’ta ve 12 Eylül’de olduğu gibi- 15 Temmuz darbecilerini öven başlıklarla çıkacaklardı. Maalesef bazı siyasetçiler “lacivertlerini” giyerek darbecilerin dizayn edeceği “Yeni Türkiye’de” figüran olmak için sıraya gireceklerdi.
 
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin “ülkeden kaçarken yakalandıkları” açıklanacak, millî kadroların güya “yolsuzlukları ve usulsüzlükleri,” düzmece “belgeler” üzerinden kamuoyuna ilan edilecekti. Şehit Başbakan Menderes’in, “muhalif üniversite öğrencilerini Et ve Balık Kurumunda kıyma makinasına attırdığı” yalanını yazan alçakların torunları bundan daha aşağılık yalanları ortaya atacaklardı.
 
- PKK FETÖ’cülerle iş birliğine girecek, teröristler “kentlerdeki sivillerin güvenliğini temin” gerekçesiyle “bölgesel savunma güçleri” adı altında tüm kolluk yetkisini üstleneceklerdi. “Yeni Türkiye’nin Yeni Anayasası” yazılırken, bölücü terör örgütü PKK tamamen legalize edilecek, “Kürdistan Özerk Bölgesi” kurulacak, Kürdistan Parlamentosu oluşturulacaktı.
 
- Yerli savunma sanayiinin üretimine son verilecekti.
 
Bugün çok daha iyi anlıyoruz ki, hainler başarıya ulaşmış olsalardı, bugünkü sınırlarına sahip, bağımsız ve egemen Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet kalmayacaktı.
 
Bu gerçekleri sulandırmak ve ihanetin üzerini örtmek isteyenler 15 Temmuz’da şehit olanların anılmasını bile hazmedemiyorlar. Milletimizin “nasılsa unutacağını” sanıyorlar. Hâlbuki, her yeni bilgi ve belge Türk milletinin bilincini ve gelecekteki benzeri teşebbüslere karşı müteyakkız olma derecesini artırıyor.
 
15 Temmuz 2016’da Türkiye’yi ve Türk milletini hainlere karşı savunurken şehit olanları rahmetle anıyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.