Belirsizlikler iklimi

A -
A +

Öngörülemezliğin uluslararası ilişkilerin temel niteliği hâline geldiği bir dönemi yaşıyoruz. Her an bölgesel hatta küresel seviyeye tırmanabilecek krizler birbiri ardına patlak veriyor. Orta Doğu’dan Uzak Asya’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya dünyanın tüm sinir uçlarında baskı var. Sadece siyasi-askerî riskler değil, ekonomik, ekolojik ve sosyal olanlar da çeşitleniyor ve her geçen gün daha öngörülemez hâle geliyor.

 

İsrail’in Filistin’deki saldırıları durmuyor. Çatışmanın Lübnan’a yayılma ihtimali her geçen gün büyüyor. Husilerin Kızıldeniz civarındaki gemilere saldırıları geçtiğimiz hafta da devam etti. ABD ve İngiltere’nin Yemen’i hedef alan bombalamalarına rağmen Husi saldırıları kesilmedi. İran’daki patlamaların ardından bir hafta sessiz kalan Tahran yönetimi, Irak ve Pakistan’a balistik füze saldırıları düzenledi. Irak bu saldırılara askerî bir karşılık vermezken, Pakistan İran’daki bazı hedeflere saldırdı.

 

Yıllardır patlamaya hazır bir bomba durumundaki Kore yarımadasında da gerilim artıyor. ABD, Japonya ve Güney Kore’nin ortaklaşa düzenledikleri bir tatbikattan hemen sonra Kuzey Kore denizaltında nükleer bir insansız saldırı aracını başarıyla denediğini açıkladı. Nükleer başlık taşıyabilen füze denemelerinden sonra Kuzey Kore’den algılanan tehdit yeni bir boyut kazanmış oldu.

 

Balkanlarda Kosova merkezli endişeler artıyor. Sırbistan’ın Kosova üzerindeki baskıları şu an için kontrol altına alınmış gözükse de, çıkabilecek yeni bir krizin saman alevi gibi büyüyerek silahlı bir çatışmaya dönüşme ihtimali var.

 

Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış antlaşmasının bir türlü imzalanmaması, başta Fransa olmak üzere bölge dışı aktörlerin Erivan yönetimine yapacakları yardım ve telkinlerle ateşkesin bozulabileceği endişesini sıcak tutuyor. Azerbaycan’ın bir Fransız vatandaşını casusluk yaptığı için tutuklamasından sonra Fransa Senatosu Azerbaycan’a yaptırım uygulanması çağrısında bulunan bir karar aldı. Ermenistan’ın bir diğer destekçisi ABD ise Zengezur Koridoru’nun İran’dan geçmemesi için yoğun bir çaba içinde.

 

Suriye’nin kuzeyindeki ABD destekli terörist gruplar son bir aydır PKK’nın Türkiye’yi hedef alan saldırılarına verdikleri desteği artırdılar. Irak’ın kuzeyinde Süleymaniye merkezli Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) de PKK ile organik bir ilişki içine girmiş durumda. Türkiye’nin tüm ısrarlarına rağmen bu tutumundan vazgeçmeyen KYB, Erbil merkezli Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Bağdat yönetimiyle olan ilişkilerinde de ciddi problemler yaşıyor.

 

Diğer yandan Irak, ülkesindeki ABD askerlerini bir an önce çekilmelerini istiyor. Pentagon ise bir çekilme planlarının bulunmadığını açıklıyor. Türkiye ile Irak’ın teröre karşı ortak mücadele yönünde mutabakata varmış olmaları en fazla ABD’yi rahatsız etti.

 

Her ne kadar Gazze saldırısı sebebiyle uluslararası gündemin alt sıralarına düşmüş olsa da Ukrayna savaşı tüm hızıyla devam ediyor. Yine ABD ve İngiltere’nin telkinleri yüzünden Zelenskiy Putin’le ateşkes masasına bir türlü oturmuyor. Baltık ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya, Belarus ve Rusya ile olan sınırlarına yeni savunma sistemleri yerleştirme konusunda bir anlaşmaya vardılar. NATO üyesi olan bu ülkelerin Belarus ve Rusya ile ilişkilerinde yaşayabilecekleri bir problemin NATO gündemine gelmemesi mümkün değil.

 

Liste uzayıp gidiyor.

 

Yakın geçmişte aynı anda bu kadar çok ciddi problemin bir arada var olduğu bir dönem yaşanmamıştı. Üstelik Birleşmiş Milletler’in bu kadar etkisiz olduğu bir dönem de görülmemişti.

 

Belirsizliklerin önemli bir bölümü ya Türkiye’ye doğrudan sınır olan ya da mücavir bölgelerde yer alıyor. Bu da Türk dış politikasının güvenlikçi bakış açısıyla yeniden yorumlanmasını gerekli kılıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sıklıkla yaptığı paradigma değişikliği vurgusunun ardında bu öngörülemez, belirsiz ve sisli iklimin büyük payı var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.