Dünya fâni, ahiret bâki ölüm âni!..

A -
A +

Kendi kendime dedim ki Ey Jale:

 

Allahü teâlâ, aklıma gelebilecek her şeyimin sahibi olduğu için onu çok sevmeliyim ve rıza-i ilâhisi dışına hiç çıkmamalıyım.

 

Dünya hayatı kısa, ahiret hayatı nihayetsiz olduğu için; ahiretimi dünyaya değiştirmemeliyim.

 

Vatansız, milletsiz, bayraksız yaşamanın bir mânâsı olmadığı için, onlarsız edemem.

 

Aile, akrabalık bağları kopmuş; yalnızlık girdabında bir böcek gibi yaşayamayacağım için onların kadir kıymetini bilmeliyim.

 

Sırtımı dönebileceğim itimat edilir arkadaşlar da nadir bulunduğu için kötülerden uzak, iyileri seçip tercih etmeliyim!

 

AHİRET ise ebedî, sonsuz en büyük hakikat… onu hesaba katmadan ömür dediğimiz sayılı günleri ebedî saadete çeviremeyenlere de “BÜYÜK GEÇMİŞ OLSUN” demeden maada sözüm kalmıyor zaten!

 

 

 

Unutmayalım;

 

DÜNYA FÂNİ,

 

AHİRET BÂKİ,

 

ÖLÜM GELİR ÂNİ…

 

 

 

Ben, üzerinde hayat bulduğumuz gezegenimiz Dünya’yı, Güneş’in karşısında eriyen buzul, âhireti ise yok olmayan bir mücevher gibi düşünüyordum artık.

 

Allahü teâlâ katında olan her şeyin bâkî, dünyanın fani, âhiret nîmetlerinin devamlı olduğunu bilen, başka nasıl düşünebilirdi ki?

 

Bu hakikatleri öğrendikten sonra âhireti ve Allahü teâlânın rızasını tercih etmekten maada bir derdim kalmadı. Dünyayı ve dünyalıkları elimin tersiyle ittirdim, ebedî hayatımı kurtarma telaşına kapıldım elhamdülillah.

 

İnsanlık pesimist (kötümser) haris ve bencillik havuzuna doldurduğu kirli suyun içinde debelenip dururken yükselen canhıraş nidalarına kulak vermek mecburiyetindeyim. Bir kenarda, köşede kalıp seyredenlerden olmak istemiyorum.

 

İnsanlığın içine düştüğü çıkmazı görüp;

 

“Niçin? Neden? Nereye geldik? Ben ne yapabilirim?” demekten alamıyorum kendimi.

 

Sevgili Peygamberimiz, (sallallahü aleyhi ve sellem) 

 

“Akıllı insan, nefsini hesâba çeken ve ölümden sonrası için hazırlanandır” buyurmuş.

 

Yûnus Emre, rahmetullahi aleyh de, bakın bize ne tavsıye etmekte?

 

 

 

Kimseye bâkî değildir mülk-i dünyâ, sîm ü zer;

 

Bir harâb olmuş gönlü tamir etmektir hüner.

 

Buna fânî dünyâ derler, durmayıp dâim döner;

 

İnsanoğlu bir fenerdir, bir gün âkıbet söner.

 

          -SON-

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.