ŞEHREMÂNETİ

A -
A +

Siyâsetin gelgitlerine, hayatın iniş-çıkışlarına kapılarak İstanbul’a kıymamalı:

 

İstanbul, herhangi bir şehir değildir.

 

İstanbul, Şarkî Roma iken Fatih Sultan Mehmed Han’ın kılıç ve irfanıyla cihan Payitahtı olmuş, asırlarca 7 kıtaya merkezlik yapmış ve bugün de bütün ihmallere rağmen Türkiye ve İslâm âleminin nirengi noktası olarak tarih zenginliği ve tabiat güzelliğiyle medeniyetler hârikası bir kutlu mekândır.

 

O’nun ne olduğunu ifade için yüzlerce şairin İstanbul’a hayranlık terennümü binlerce mısraını da onlarca seyyahın yüzlerce övgü dolu sayfasını da nakletmeye gerek yoktur. Zaten yetmez. Belâgatta da şâhika olan ve tertip ve tertil üzere konuşan, konuşmasında az sözle çok mâna ifade eden Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- İstanbul’un fethedilmesine dair işaret buyurdukları methiyeler, şehrimizin kimliği, kişiliği ve farklılığını anlatmaya tek başına kâfidir.

 

Burası öyle bir iklimdir ki bilhassa Suriçi; Fatih-Sultan, yâni, İstanbul’un tâ kendisi olan Payitaht başta olmaz üzere “bu şehirde abdestsiz gezilmez’’ dense layığıdır. Bunu elbette herkes yapamayabilir. Ama herkes, İstanbul’un kadr-u kıymetini bilmeye mecburdur. Hele ona hizmet için kendisine görev tevdi edilenler ayrıca bununla mükelleftirler. Her şehre hizmet kıymetlidir; bu beldeye hizmetse ibadettir…

 

Sevgili Peygamberimizin yerkürede fethedilmesini muştuladıkları bu yegâne şehrin hizmetiyle şereflenmek, en övünülecek mirastır. İstanbul, Mekke-Medine-Kudüs’ten sonra dördüncü mânevi pırlantadır. Emânet-i Mukaddese buradadır.

 

Şu var ki kaderin bir şekilde İstanbul’a hizmet için kendilerine kapı araladığı, bu azîz şehre belediye başkanı olarak tayin veya tensip edilen bazı şahıslar, kavuştukları nîmeti idrak edemeyerek O’nu dünyalık makamlar için basamak olarak kullanma gafletine düşebilmişlerdir.

 

Bu Şehirler Sultanı, 2019’da günün fahiş etiketlerinden, ticarî simsarlığından etkilenen bazı seçmenin kırgınlıklarıyla bir talihsiz mahallî seçime maruz kaldı. İstanbul, 5 koca senesini ve belki de çok senesini kaybetti. 2019-2024 ölü yıllar oldu. Şehir, gelişme yerine geriledi. Kötüleşti. Bu mübarek şehrin, Azîz İstanbul’un bir 5 yılı daha ziyan etmeye tahammülü olamaz. Ne var ki 2019’daki pahalılık yine var, fahiş fiyatlar yine el yakmakta. Buna rağmen ve her şeye rağmen bu şehrin sâkinlerinin hüsnüzannı elden bırakmadan zorlukları, mecburiyetleri, ruhî, iktisadî saldırıları, emperyal projeleri, tuzak ve tezgâhları görerek ikinci defa aynı hataya düşmemeye, hakkaniyetle hüküm vermeye, bâtılda ittifak etmemeye âzâmi dikkat göstermelidir.

 

Emanet, ehline verilmelidir.

 

İstanbul Şehreminliği vazifesini nâehile vermek İstanbul’a kıymak olur.

 

Biz, emânete ehil olarak Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum’u görüyoruz.  

 

Bu gülmeyi ve hizmet için alabildiğine koşmayı bilen tecrübeli genç adamın İstanbul’a dair çok teklifi var. 650 bin yeni konut, kentsel dönüşümü, rahat trafik, ihtiyaca yetecek kadar otopark, yeni metrolar, denizaltı tünelleri, zelzeleye karşı âcil tedbirler… onlardan bazılarıdır.

 

25 Mart günü yapılan Büyük İstanbul Mitinginde 650 bin dipdiri vatandaş, Sn. Kurum’a İBB Başkanlık Mazbatasını verdi diye düşünüyoruz…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.