Gazze imtihanı ve yeni yıl

A -
A +

Gazze’nin bütün dünya için ne kadar büyük bir imtihan olduğunu düşünürken aklıma bir şey geldi. “Acaba Gazze’de bir çocuktan, bütün insanlığın gireceği bir imtihan için soru hazırlamasını istesek ne yazardı?” dedim kendi kendime.

 

Sonra oturup 10 tane soru yazdım. Daha doğrusu Gazzeli çocuk söyledi, ben yazdım.

 

Süreniz çoktan başladı, hatta bitmek üzere!

 

Başarılar…

 

 

 

Sorular

 

 

 

1- Benim annem babam ve kardeşlerim öldü. Evimiz yıkıldı. Ben hastane bahçesinde bir çadırda kalıyorum. Ben burada korkudan ve soğuktan titrerken siz sıcacık evinizde nasıl rahat oturabiliyorsunuz?

 

2- Öğretmen biraz kızgın baktı diye çocuğunuz gece boyu ağlarken ve siz onun çevresinde pervane olurken, hiç aklınıza gelmiyor muyum?

 

3- Evladınızın biraz ateşi yükseldiğinde mahvoluyorsunuz. Eliniz ayağınız birbirine dolaşıyor. Benim yaşadığım ülkeninse her yerinden ateş yükseliyor. Nasıl hâlâ rahat bir hayat yaşayabiliyorsunuz?

 

4- Sokak köpekleri için akıttığınız gözyaşının bir damlasını bile hak etmiyor muyum ben? O köpeklerin rahatça dolaşabilecekleri sokaklar var hâlbuki. Benim öyle bir şansım da yok! Sokağa çıkmak ölmek demek benim memleketimde. Bunu görmüyor musunuz?

 

5- Bütün parasını çocuk öldürmek için harcayan bir ülkeye nasıl hâlâ para kazandırabiliyorsunuz?

 

6- Korkudan titreyen, acıdan inleyen çocukların videolarını seyrederken bir yandan çayınızı nasıl rahat bir şekilde yudumlayabiliyorsunuz?

 

7- Çocuklarınız akşam boya kalemleriyle rengârenk resimler çizerken, uzun zamandır benim hayatımdaki tek rengin kan kırmızısı olduğunu hatırlayıp azıcık da olsa kederlenmiyor musunuz?

 

8- Yaşıtlarım ödev yaparken ben karanlık bir gecede tek başıma annemi, babamı ve kardeşlerimi özlüyorum. Sizin niçin kınamak dışında bir ödeviniz yok?

 

9- Kuşu öldü diye aylarca terapiye götürülen çocuklarla aynı yaştayım ben. Bu adaletsizlik hiç canınızı acıtmıyor mu?

 

10- Yarın gece dünyanın dört bir yanında havai fişekler atılırken benim ülkeme yine bombalar atılacak. Saat on ikiyi gösterdiğinde siz çığlıklar atarak birbirinize sarılırken, burada muhtemelen aynı saatlerde bir anne çığlıklar atarak evladının cansız bedenine sarılacak. Bu acı gerçeğe rağmen, siz yine de kafanızda kukuletalar, sofranızda leziz yemekler ve yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle yeni yılın gelişini mi kutlayacaksınız?

 

 

 

Kendime tavsiye

 

 

 

Son üç senedir her yeni yıl için kendime tavsiyeler yazıyordum. İlk olarak 2020 yılında kendime 20 tavsiye yazdım. Ardından 21, 22 ve 23 tavsiye geldi peşi sıra. Bu örüntüye göre bu sene de oturup kendime 24 tane tavsiye yazmam lazımdı. Oturup yazmaya başladım ama tekrara düştüğümü fark ettim ve vazgeçtim.

 

“Bari bir tane tavsiye yazayım da geleneği bozmayalım” dedim kendi kendime. Ne yazacağımı düşünürken de aklıma şu hatıra geldi;

 

Konya’da üniversite öğrencisiyken bir arkadaşımın akrabasını ziyarete gitmiştik. Yetmiş yaşlarında, yatalak bir kimseydi. Bakımını gelini yapıyordu. Sohbet ederken şöyle söylemişti;

 

“Bundan birkaç sene önce herkes benden ‘hâli vakti yerinde bir adam’ diye bahsederdi. Çünkü zengindim. Şimdi hâlâ zenginim ama hâlim de vaktim de yerinde değil. O yüzden paraya kıymet vermeyin. Hâlinizin ve vaktinizi kıymetini bilin!”

 

Tam hatırlamıyorum ama bunu söyleyen amca galiba ilkokul mezunuydu. Şimdi ben oturup mutlulukla maddiyat arasındaki ilişkiyi çözümlemeye çalışan bin tane bilimsel makale okusam, yetmiş yıllık bir hayattan süzülmüş bu cümleler kadar etki eder mi? Etmez!

 

Peki, insan için bundan güzel bir tavsiye olur mu? Olmaz.

 

2024 yılında hâlimiz de vaktimiz de yerinde olur inşallah!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.