Sağlıksız sağlık bombardımanından bizi kurtarın

Sağlık Bakanlığına bir şikâyetim var. Kamu spotu olarak yayınlanan kısa filmlerle, örneğin bitkisel gıda takviyeli ürünlerin zararları, bu ürünleri kullanarak sağlığı mahvolmuş insanların ağzından anlatılıyor.
Ancak aynı şekilde eczaneden alınıp yan etkisi ile kimi hastaların hayatını karartan ilaçlarla ilgili şikâyet bile olsa maalesef en ufak bir bilgilendirme yapılmıyor? Medikal tıbba bu pozitif ayırımcılık niçin?
Bir diğer çağrım da Milli Eğitim Bakanlığıyla ortaklaşa çağrı. Günümüzde sağlık programları yemek programları, ekranların vazgeçilmezlerinden oldu. O kadar abartıldı ki normal doktorlar bile yetmiyor programlarda konusunda profesörler konuşuyor:
"Şuna dikkat etmeli, şunu yemeli, şundan uzak durmalı, günde şu kadar bilmem ne almalı" türü önerilerle halkın beyni sağlık bombardımanına tutuluyor. Madem tıp fakültelerimiz ve hastanelerimize rağmen vatandaşa ekrandan da sağlık takviyesi kaçınılmaz. O halde bu işi matematik tarih coğrafya gibi ilkokuldan itibaren verelim de herkes sağlıklı bir eğitim alsın. Ya da bu sağlıksız sağlık bombardımanından bizi kurtarın ne olur!
            Rumuz: "Hasta oldum" - İstanbul
Madem içiniz rahat etmiyor
Abartmıyorum. Altı ayda bir olmazsa yılda bir kaldırım taşlarını söküp yeniden döşüyorsunuz. Bu işgüzarlığınızın sebebi nedir? İhale kolaylığı mı? Hizmet ediyor görüntüsü mü? Çok para bırakan bir yöntem mi bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Benim vatandaş olarak içimin yandığı şey israf... Memleketin onca kaldırımsız sokağı varken şehir merkezlerinde ikide bir kaldırım yenileme işgüzarlığı ülkenin bütçesine de ekonomisine de çevresel görüntüsüne de tüyü bitmedik yetimin hakkına da vb. darbe değil mi?
Madem bu işi yapmadan, maddi manevi anlamda içiniz rahat etmiyor. Bari iki de bir aynı yerin kaldırımlarını söküp döşeme yerine, bir kanun çıkartın; Türkiye'nin neresinde olursa olsun hiç kaldırımı olmayan cadde ve sokaklara "bu sokağın kaldırımı filanca belediye tarafından döşenmiştir" diye reklamınızı yaparak döşeyin. Siz doymak bilmediğiniz hizmetinizi yapın yine... Ama Allah aşkına aynı caddeye aynı sokağa durup durup kaldırım döşeme müsrifliğini yaşamayın bize de kaldırımlarımızda hatıralarımızı bırakın.
           Bir vatandaş- İstanbul
Vicdani bir terslik yok mu?
Komşumuzun çocuğu üzerine sıcak su döküldüğü için ileri derecede yanık olarak hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakıma alındı. Üç gün boyunca yoğun bakımda kalan yavrucak kurtarılamadı ve öldü. Ama bu üç gün sürede çocuğunun başında annesi bulunamadı, babası bulunamadı. Çünkü yoğun bakım diye içeri alınmadılar. Enfeksiyon kapma tehlikesi filan tamam da yoğun bakımda diyerek en yanında olmak istediğimiz zamanda hastalarımızı bizden ayıran bu uygulamada sizce vicdani bir terslik yok mu?
Bu sebeple son nefesinde yanı başında olunamadan ve geleneklere inançlara vb. göre onunla vedalaşamadan can veren hastaların cansız bedenleri ailelerine teslim edilirken işin en insani boyutu niçin hesap edilmiyor? Bu konu sadece yoğun bakımdaki hasta enfeksiyon kapmasın denilerek ıskalanacak kadar basit olabilir mi?
          Mustafa Tunç- İstanbul
Aile içi şiddet haberleri
Aile içi şiddet haberleri televizyonlarımızın ve gazetelerimizin demirbaşı oldu. Her akşam her sabah karısını döven, karısını kesen, karısını vuran... şiddet haberleri dinliyoruz, okuyoruz. Benim kocam, önceden hiç böyle şeyden söz etmiyordu. Şimdi bir şeye kızdığında "sana şiddet uygulamadık diye mi böyle yapıyorsun" diyerek güya bana merhamet gösterdiğini ima ediyor. Ama sanki o şiddet haberlerindeki erkek gibi olmadığı için kendinden bir noksanlık hissediyor? Bu tür haberleri "haber aşırı" sunmamanızı rica ediyorum.
          S.T.- İzmir
................
DERDİNİ ANLAT YAYINLANSIN
¦Adres: Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No: 11 A/41 34197 Yenibosna/İSTANBUL
¦Faks:  0212 4543100  
¦Email: birderdimvar@tg.com.tr