Tüketici kanunuyla ilgili bilgilendirme

A -
A +

Tüketici haklarının korunması sadece bir kamu görevi değil aynı zamanda tüketici sorumluluğudur. Bu vesileyle 28 Kasım 2013'te kabul edilen ve 28 Mayıs 2014'te yürürlüğe giren "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" birçok yenilikler getirmiştir. Toplamda 23 yönetmelikten oluşacak mevzuatın hâlihazırda hazırlanan 13'ü yürürlüğe girmiştir.
Yeni kanunda ilk olarak yer verilen hususlara bakalım...

Bankacılık işlemlerinde alınacak ücretlere ilişkin Bakanlık görüşü alınarak BDDK tarafından yönetmelikle belirlenmesi (bu hususta çıkartılan 3 Ekim 2014 tarihli yönetmelik daha evvel Bankalar tarafından haksız yere alınan, neredeyse tüm ücretler yasal hâle getirilmiş, tüketicinin tamamen aleyhine olan bir yönetmelik uygulamaya konulmuştur.)

Aidatsız Kredi Kartı verilmesinin zorunlu olması.

Çokça mağduriyetin yaşandığı; mesafeli, kapıdan, devre tatil sözleşmelerinde olduğu gibi; tüketici kredisinde, taksitli satışlarda, finansal hizmetlerin mesafeli satışında, ön ödemeli konut satışlarında da tüketicilere cayma hakkı verilmesi.

Ön ödemeli konut veya devre mülk satışlarında yapı ruhsatı ve bina tamamlama sigortasını zorunlu hâle getirilmesi.

İndirimli satışlarda tüketicinin aldatılmasına yönelik tedbirler.

Firmaların yasal garantinin yanı sıra ihtiyari garanti taahhüdünde de bulunmasındaki yeni düzenleme.

Haksız ticari uygulamalara ilişkin AB Yönergesi iç hukukumuza aktarılarak bu alandaki aykırı uygulamaların denetlenmesi gibi birçok alanda ilk kez düzenlemeler yapılmıştır.

Bunun yanında Mesafeli, Sözleşmeler, Tüketici Kredileri ve İşyeri Dışındaki Sözleşmeler vb. konularda cayma hakkı süresinin artırılmasını da beraber incelediğimizde kanunla çok yeni haklar verildiği ve eskiye nazaran mevcut hakların genişletildiği bir durum söz konusudur.
Bu konuda Daire Başkanlığımız konuyla ilgili halkımızdan gelecek sorularda cevap vermeye çalışacaktır. Unutmayalım ki aramadığımız her hak cebimizden giden maddi kayıptır.
İBB Zabıta Daire Başkanlığı
Tüketici Hakları Zabıta Amirliği

Avrupa'da baş tacı bizde ise kıymeti yok!
"Ülkemizin giderek yaşlandığı bu dönemde biz Yaşlı Bakım Teknikerlerine verilen değer maalesef sıfır. Bu ülkenin gençleri Yaşlı Bakımı Bölümünü okuyup yaşlılara hizmet etmek için can atarken gerek Sağlık Bakanlığı gerekse Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı üstlerine düşen görevi yapmıyorlar. 2005'te açılan bu bölüm binlerce gencin umut kapısı olmasına rağmen gerek devlet ve gerekse özel sektör Yaşlı Bakım Teknikeri çalıştırmak istemiyor.
Kamuda her işi hemşire yapacaksa bu bölümler neden açıldı? Binlercemiz işsiziz. Hemşireler "kadro az" diyorlar oysa onlara verilen kadro ile bize verilen kadro kıyaslanamaz bile. Üstelik onlar 60-70 puanla atanırken bizler 90-80 puanlarla atanıyoruz. Kamu bizi tanımadığı için özel sektör de tanımıyor. 2005'te açılan bir bölüm için kamuda istihdam 2012 yılında başladı ve şu ana kadar yaklaşık 200 civarında bir istihdam var. Ancak gün geçtikçe tüm üniversitelerde açılan Yaşlı Bakımı Bölümü daha fazla mezun vermekte ve yeterli iş sahası bulamamakta. Yaşlı bakım hizmeti Avrupalılar için baş tacıdır ama bizim ülkemiz henüz bunu kavrayamadı. Sağlık Bakanlığına durumumuz hakkında bilgi istemek için mail attığımızda topu Maliye Bakanlığına atıyor ve "kadro vermeyen maliyedir" diyor.

Bu ülke giderek yaşlanıyor ve bizler hâlâ istihdam edilmiyorsak bu ayıp kimin acaba? Bu ülke sadece öğretmen doktor hemşire ve polisten ibaret değildir. Bütün alımlarda onların adı geçiyor. Herkese kucak açılmalı herkese eşit yaklaşılmalı. Umarım birileri de artık sesimize kulak verir."
Yaşlı Bakım Teknikerleri

"Emeğimizin karşılığı verilsin!"
Çoğumuz işsiz kalacağımızı düşünmüyorduk. Çünkü kendimize ve devletimize güveniyorduk. 2009'da kazandım Selçuk Üniversitesi İİBF'yi. 4 sene başarılı bir şekilde bitirdim okulumu. Bir de baktım ki KPSS... Çalıştım çabaladım Hukuk, Muhasebe, İktisat gibi herkesin yapmak zorunda olduğu diğer derslerdi ama çok iyi olmasa da iyi bir puan aldım ama bir açıklama geldi o an 400.000 mezuna 199 kadro tüm hayallerimi suya düşürdü. Haksız mıyım? 300.000 öğretmenden altı ay içinde 55.000 atama yapılırken bizim 400.000 mezunumuzdan 199 kadro. Ne olur bir ses verin çığlığımıza. Emeğimizin karşılığı verilsin."
Ayşe Yüzer-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.