Bir
özel hastaneye bir yakınımın tedavisi için gittik. Bize doktor iğne
tedavisi verdi. İğne yaptırmak için de hastaneye gittik. Hastanede iğne
parasını verdik. Hastanın barkod numarası çıkartıldı. O ara içeride
hemşire bir evrak çıkartıp "hasta yakını olarak burayı imzalar mısınız"
dedi. Aslında kibar bir dille imzalamamı istedi.
Belge
önceden hazırlanmış basılı bir belgeydi. Üzerinde anlaşıp da sonra
protokol yapılarak imzalanma gibi bir şansı yoktu. Bir göz gezdirdiğimde
hastaya yapılan uygulamadan doğacak bütün sorumlulukları bildiğimi ve
riskleri kabul ettiğimi buna göre bu tedaviyi istediğimi belirten uzunca
bir paragraf vardı. Daha enteresanı, paragrafın bir yerinde ise bu
belgeyi baştan sona okuyup anladığımı, anlamadığım yerlerin bana
anlatıldığını ve ikna olduğumu belirtiyor sonra da kendi rızam ile bu
tedaviyi kabul ediyorum diye bir cümle vardı. Ve bu kâğıdı biz istesek
de istemesek de imzalıyorduk.
Oysa kimse gelip bize bu
anlaşmanın niçin olduğunu bize ne tür sorumluluk getirdiğini, hastaneyi
ne kadar ilgilendirdiğini vs. hiç anlatan olmamıştı.
Bu
uygulama hasta yakınına yapılan bir hizmet miydi? Yoksa bir sorumluluk
yükleme miydi? Bu evrakın bu şekilde hazırlanıp hasta yakınlarına bu
şekilde hiç açıklama yapılmadan formalite olarak imzalatıldığından
Sağlık Bakanlığın haberi var mı? İstese de istemese de hiç bilmediği bir
protokole atılan imza ne anlama geliyor? Neden kendi rızamızla imza
attığımız söylettiriliyor? Bu düpedüz çaresiz kalıp hastaneye gelen
insana uygulanan bir emrivaki? Bu konuda vatandaşın hakkını kim
koruyacak?
Betül S.-Ankara
Web sitelerindeki "hırsız reklamlar"dan kurtulmak isteyenlere
PC,
tablet PC ve akıllı telefonlarla internet sitelerine girildiğinde
onlarca aldatıcı, bilgi çalmaya yönelik, sistemi yavaşlatan, bir şeyler
satmaya çalışan reklamlara maruz kalıyoruz.
Bilinçli insanlar
tuzak niteliğindeki reklamlara tıklamaz. Ancak 15 yaş altındaki
çocuklarımız reklamların kötü niyetli olduğunu bilemeden linklere
tıklıyorlar.
Çocuklarınızın internette nelerle ilgilendiğini
mutlaka izlemenizi, sahtekâr reklamlara tıklanmaması gerektiğini
anlatmak gerekiyor.
Her türlü anti virüs firewall, solucan, truva atı önleyici yazılımlarına rağmen hırsızlık amaçlı reklamlar durdurulamıyor.
En
güvenilir olarak bilinen bilgi (medya, haber) sitelerinde bile abuk
sabuk içerikli reklamlar gırla gidiyor. Yandex adlı web tarayıcının
"ayarlar/uzantılar" sekmesine tıklayınca açılan "adguard" düğmesi "açık"
hale getirilirse birçok çöp reklam görünmez hale getirilebiliyor.
Bilgisayarımı zararlı unsurlara karşı nasıl korurum diyenlere şunları önerebilirim:
1. Antivir adlı virüs önleyici, ücretsiz yazılımı kurulabilir.
2. Advanced System Care adlı sistem temizleyici, iyileştirici ücretsiz yazılımı kurulabilir.
3. Her tarafı saçma reklamlarla dolu web sitelerine girmeyiniz.
4.
Cihazınızı 2-3 saatte bir kapatarak 15-30 dakika dinlendiriniz. Bu
sayede sıcaklık nedeniyle ömrü kısalan, özelliğini yitiren
kondansatörlerin çok uzun yıllar görev yapmasını sağlayabilirsiniz.
Ali Özdemir-İstanbul
Tır parkına asfalt istiyorlar
Çerkezköy
Belediyesi Tır Parkına giriş çıkış yapan tır şoförüyüm. Bu yolların
asfalt yapılmasını rica ediyorum. Bu konuyu şimdiye kadar kaç defa dile
getirildi. Yazıldı çizildi ama sonuç alınamadı. Tam on beş 15 yıldır tır
parkı içler acısı durumda. Ağır tonajlı araçlarımız ne yaparsa yapsın
çamurdan kurtulamıyor. Bizlerden park ücreti ücret alınmasına rağmen
hizmet konusunda maalesef sıfırız. Ofisler bile çamur içinde. Her gün
temizlense bile sonuç alınamıyor. Buraya acilen asfalt dökülmesi
gerekiyor. İnanın yazın tozdan, kışın çamurdan bıktık. Bir başka
sıkıntımız da parkın güvenliği konusu. Son dönemlerde konteynerlerden
mülteciler çıkıyor haberleri bizi tedirgin ediyor. Oysa burada herkes
işini düzgün bir şekilde yapsa sıkıntı kalmayacak. Yetkililerin bir an
önce çözüm bulmalarını istiyoruz.
Tır Şoförü-Çerkezköy/Tekirdağ