Gitti diye hayatı kendine zehir etme!

"Feridun Ağabey, olmuyor, yapamıyorum… Ben ki bu hayatta her şeyle baş edebilirim sanıyordum kendimi. Ama o gitti gideli kendimi iptal olmuş sayıyorum. Bir daha ona kavuşmak imkânım olur mu? Ona kavuşmak için canımı malımı her şeyimi veririm. Nasıl yalvarayım Allaha? Ne yapayım ağabey? Çıldırmamak için ne yapmalıyım… Sağa dönüyorum o sola dönüyorum o. Kimseyle konuşamıyorum, kimse umurumda olmuyor. Yemekten içmekten kesildim. Onu nasıl isteyeyim Rabbimden. Dualarım kabul olur mu?” diyen Kütahya’dan Ercan rumuzlu okuyucumuza; 

Yazdıklarında bile onu düşünmekten derdini tam anlatamamışsın. O nereye gitti? Veda mı etti gitti? Başkasıyla mı gitti? Aranızda sorun çıktı da küstü mü gitti? Bunları da anlatman lazım ki ona göre bir yorum getirebilelim. Eğer aranızda bir sorun çıktı da gitti ise en kolayı bu… Oturup konuşma, birbirini anlayacak şekilde dinleme ve karşılıklı olarak birbirine yardımcı olma ile sorunu çözebilirsiniz. Veda edip gitti ise bilesin ki senin duygun onda yok. O zaman şu örneği unutma ki mıknatısın mıknatıs olabilmesi için karşısındaki cismin metal olması lazımdır. Aksi takdirde mıknatıs olmaz... Bir radyodan ses gelebilmesi için frekans ayarının tam tutması lazımdır. Sen ne kadar yanıp tutuşsan da o sana ilgi duymuyor ise “duygu” dosyanı kapat “akıl-mantık” dosyanı aç, hayatı kendine zehir etme. Başkasıyla gitti ise onunla ilgili konuşmak bile gereksizdir. Sanki kunduramdan bir çivi düşmüş demekten başka teselli yoktur.

Bilesin ki senin için sana gelmek isteyen ile henüz buluşmamışsın demektir. Şu anda çıkardığın sesler radyoda frekans ararken çıkan cızırtıya benzer. Frekansı tutturduğun biri karşına çıktığında bülbül gibi şakırsınız… Dua edeceksen, giden için değil “Allah’ım karşıma böyle birini çıkart” diye dua et. (F.A.)

 

 

 

“Feridun Ağabey, selamünaleyküm… Ben Gurbet Sepetçi… Şu an Kırklareli E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda adli suçtan hükümlüyüm. 5 yıldır cezaevindeyim. Daha on yılım var.

Feridun Ağabey adresini bir arkadaştan aldım. Abi adım gibi gurbette yatıyorum. Ailem ziyaretime gelemiyor. Maddi durumları da yok. Birçok ihtiyacımı buradaki arkadaşlar karşılamaya çalışıyor. Tarafımın kıyafete ihtiyacı var. Yazacağım ihtiyaçları gazete köşenizde yayınlarsanız yardımseverlerin yardım edeceğine inanıyorum. Şimdiden herkese teşekkürler ederim. M beden eşofman, 40 numara ayakkabı, 32-28 Beden pantolon, M beden kazak, tişört-gömlek, hırka, yelek, kışlık mont; seccade, tespih, defter, kalem... Herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.

 

 

 

 “Feridun Ağabey, biz anamızdan babamızdan böyle gördük. Mert olmayı, şerefli olmayı, kimsenin hakkına göz dikmemeyi öğrendik. Kimseyle kavga etmeden yaşamak üzere büyütüldük. Ama günümüzde böyle davranan kimse yok gibi değil gerçekten yok. Şimdi etrafımızdaki insanlar bizi böyle görünce saf zannediyor, akıllı değil zannediyor, korkak zannediyor. Kim ile görüşsek konuşsak iş yerinde, sosyal ortamda nerede olursa olsun birkaç cümle konuşunca karşıdaki bizi 'çantada keklik' diyor. Kalbi kırılmasın diye alttan alsak da o bizim bu nezaketimizi görmezden geliyor. Bu konuda ne yapmalıyım? Nasıl bir yol izlemeliyim?” diyen İstanbul’dan “Yardım” rumuzlu okuyucumuza; 

Annenizden babanızdan öğrendiğiniz bu güzel davranışlarınız için sizi tebrik ediyoruz. Sakın bundan vazgeçmeyin. İnsanların kişisel menfaate yönelik veya iletişimde kazan-kaybet yöntemi dedikleri kendini düşünüp karşısındakini hiçe saymak üzere söz ve hareketlerini yine aynı nezaket içerisinde durdurabilir engelleyebilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken sizin için uygun görmediğiniz söz ve davranışlara “hayır” diyebilmektir. “Ben bu görüşe katılmıyorum”, “Hemen evet diyemem, bir düşünmeliyim”, “Bu benim prensiplerime uymaz”, “Kusura bakmayın gelemeyeceğim” gibi sözler “hayır” kategorisindeki etkili sözlerdir. Sizin bireysel irade sahibi olduğunuzu ortaya çıkartan sözlerdir. (F.A.)