Gelişmiş ülkeler niçin yıllardır ‘evde eğitim’ diyor?

A -
A +
Doç. Dr. Mustafa Şeker
Yıldız Teknik Üniversitesi
 
 
ABD halkının evde eğitime büyük ilgi göstermesinin sebeplerinden bazılarının “dini ve ahlaki eğitim vermek”, ”okul çevresiyle ilgili kaygılar” ve “okullarda verilen eğitimin tatmin etmemesi” olduğu belirtilmiştir.
 
Eğitim ve öğretim; insanlar için önemli bir ihtiyaçtır. Bunlar, belli merhaleler içerisinde belli hedef ve maksatları gözetmeyi gerektirir. İnsan, hayatı boyunca bu süreçleri kendi ihtiyaç ve beklentilerine göre dizayn eder. Eğitim beşeri bir bilimdir. Bilim de tabiatı gereği devamlı değişim ve gelişimi hedefler.
Dünya bugün koronavirüs salgınının da tesiriyle “okulsuz toplum”, "uzaktan eğitim”, “evde eğitim” gibi kavramları sıkça tartışmaya başlamıştır. Bugün bu kavramlar; eğitim-öğretim süreçlerinin vazgeçilmez mihmandarları olan eğitimciler, işini çocuğunun okulda bulunma saatine sığdırmak zorunda kalan çalışan ebeveynler ve okulların tatil sürelerinin uzunluğundan şikâyet eden diğer veliler nezdinde kolay kabul görmese de artık dünyada tartışılmaya hatta uygulanmaya başlanmıştır.
Peki, “evde eğitim” konusunda bugün dünya bu işin neresindedir? Bu uygulamalar nasıl ve ne zaman başlamış, şu an nasıl devam etmektedir? “Evde eğitim” gibi süreçler ülkemizde de günün birinde uygulanarak süreklilik hâline gelebilir mi? Artık toplum bunları tartışır hâle gelmiştir.
Okul dışı eğitim uygulamalarının başlangıcının 19. yüzyılın başlarına kadar götürmek mümkündür. Öncelikle Batı ülkelerinde sanayi toplumunun ortaya çıkmasıyla birlikte önemli hâle gelmeye başlayan okul, aradan çok fazla süre geçmeden bazı bilim adamları tarafından eleştirilmeye başlanmış ve okula alternatif eğitim öğretim yöntemleri ortaya konulmuştur. J.J. Rousseau tarafından yazılan “Emile” bunlar içerisinde ilk örneği teşkil ederken, 1935’lerde B. Russel tarafından okul, ciddî bir şekilde eleştiriye tutulmuştur. 70’li yıllara gelindiğinde ise I. Illich’in “Okulsuz Toplumu”, okul dışı eğitim tartışmalarını popüler bir düzleme taşımıştır. Bunlar ve benzeri tartışmalardan sonra bugün, özelikle Batı ülkelerinde bazı okul dışı uygulama örneklerinin olduğu görülmektedir (Gündüz, 2006).
 
‘EVDEKİLER’ DAHA BAŞARILI
 
Dünya, okulsuz toplum anlayışının yanında özellikle “Evde Eğitim” konusunu uzun zamandır tartışmaktadır. S. Nihat Şad ve Mustafa Akdağ’ın Millî Eğitim dergisinde birçok kaynağa dayandırarak yayınladıkları bir makalelerinde evde eğitim hakkında önemli bilgiler vermişlerdir. Araştırmaya göre; evde eğitim kavramı, Türkiye’de yaygın olarak uygulanan bir eğitim anlayışı olmamakla birlikte ABD’de 1990 yılında 300.000 olan evde eğitim gören sayısının 2007 yılında 1.350.000’e çıktığı belirtilmiştir. Ayrıca araştırmada, son yirmi yılda Birleşik Krallık, Almanya, Japonya, Kanada, Belçika, Danimarka, Fransa, İtalya, Lüksemburg, Norveç, Portekiz ve İsviçre gibi gelişmiş ülkelerde bu uygulamaların giderek arttığı istatistiklerle ortaya konmuştur. Bununla birlikte ABD halkının evde eğitime ilgi göstermelerinin en önemli sebeplerinden bazılarının “dinî ve ahlaki eğitim vermek”, "okul çevresiyle ilgili kaygılar” ve “okullarda verilen eğitimin tatmin etmemesi” olduğu belirtilmiştir. Evde eğitim alan Batılı gelişmiş ülkelerin öğrencilerinin akademik başarı durumlarının akranlarından daha iyi olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca evde eğitimi savunanlara sebebi sorulduğunda; “çocuğun kültürel ve sosyal körelmesine sebep olması” gösterilmiştir.
Batı’da özellikle ABD’de “evde eğitim” popüler destek kazanmıştır. 1985 yılında yapılan bir ankette, ailelerin yüzde 16'sı evde eğitim almanın iyi olduğunu düşünürken, 2001 yılında bu rakam yüzde 41'e yükselmişti (Orse ve Gallup, 2001). Özellikle Kanada’da elde edilen istatistiklere göre; evde eğitim konusunda 1996 sonrası patlama yaşanmıştır. 1997 yılında 60.000; 1999’da ise bu sayı 80.000 çocuğu geçmiştir. Bugün ise bu sayıların milyonları geçtiği ifade edilmiştir (Cloud ve Morse, 2001; Wake, 2000).
Avrupalı araştırmacı M. P. Donnelly 2012 yılında yayınlanan “Evde Eğitim” adlı makalesinde Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada, Fransa, Güney Afrika ve Yeni Zelanda gibi daha birçok ülkeyi evde eğitimin olgunlaştığı ve başarılı olduğu ülkeler olarak belirtmişlerdir.
Dünyada hızla yükselişe geçen “evde eğitim” anlayışı devletlerin çocuklarını bir nevi kontrollü eğitme yaklaşımının bir sonucu olarak görülebileceği gibi eğitim çevreleri tarafından da “herkes örgün eğitimden geçmelidir” politikasının infilak etmesinin tezahürü olarak da addedilebilir. Dolayısıyla bugün eğitimdeki metal yorgunluğu; yakın gelecekte sanat öğretilen yerlerin hatta marangozhanelerin de zorunlu eğitim platformları olarak düzenlenmesini zorunlu kılacak gibi gözüküyor… Çünkü tarihi, toplumlar ve o toplumun geniş düşünen insanları yazar…
 
KAYNAKLAR
  • Donnelly, M. P. (2012). Homeschooling. In C. L. Glenn and J. De Groof (Eds.), Balancing freedom, autonomy and accountability in education: Volume 1 (199-220). Tilburg, NL: Wolf Legal Publishers.
  • Varlıkgörücüsü, N. ve Şahin, M. (2018). Radikal Felsefe, Eleştirel Pedagoji Ve Okulsuz Toplum, Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 7, 3.
  • Gündüz, M. (2006). Okulsuz Eğitim Uygulamasına İlişkin Yeni Yaklaşımlar. Millî Eğitim Dergisi, 172, 232-239.
  • Şad, S. N. ve Akdağ, M. (2010). Evde Eğitim. Millî Eğitim Dergisi, 188, 19-31.
  • Bauman, K. J. (2001). Home Schooling in the United States: Trends and Characteristics, Working Paper, 53.
  • Rose, L. C., and A. M. Gallup. 2001. The 33rd annual Phi Delta Kappa/Gallup poll of the public’s attitudes toward the public schools. Phi Delta Kappan 83(1): 41–48.
  • Wake, Bev (2000). Home Schooling Gets Top Marks. Ottawa Citizen (September 7).
  • Cloud, John and Jodie Morse (2001). Is Home Schooling Good for America? Cover Story. Time (August 27).
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.