Orası İspanya!

A -
A +

Angel Maria Villar son 24 yıldır aralıksız İspanya Futbol Federasyonu Başkanı. Bizde ise bu 24 yıl içinde sırasıyla Halim Çorbalı, Şenes Erzik (5), Özkan Olcay, Abdullah Kiğılı, Haluk Ulusoy (4), Levent Bıçakcı, Hasan Doğan, Mahmut Özgener, M.Ali Aydınlar, Hüsnü Güreli, Yıldırım Demirören görev yaptı. Bu 11 isimden 2'si vefat etti. Kalan 7-8'i de birbirinden pek fazla hoşlanmaz. Orası İsveç! FIFA eski hakemi Karl-Erik Nilsson, geçtiğimiz günlerde İsveç Futbol Federasyonu Başkanı oldu. 100 uluslararası, 150 de İsveç Ligi maçı yöneten Nilsson, 2002'de hakemliği bırakmıştı. Nilsson, 2009 yılındaki UEFA U21 Şampiyonası'nda üstün bir liderlik anlayışı ve futbol bilgisiyle turnuva direktörlüğü yapmıştı. Turnuva 15 maçta 160.000 seyirci çekmişti. Turnuvada İsveç yarı finalde penaltı atışları sonucunda dramatik şekilde İngiltere'ye elenmişti. Peki bu maçın hakemi kimdi? Cüneyt Çakır! Nilsson 2 yıl da Çakır'ın mentörlüğünü yapmıştı. Duygu ve beklentilere yer yoktu. Acaba bu ülkede de bir gün bir hakem TFF Başkanı olur mu? Önce MHK Başkanı olsun da! Burası Türkiye! Son 25 yıl içinde 14 ayrı MHK Başkanı görev yaptı. İçlerinden birkaç defa gelip gidenler de oldu: Tayyip Çalışlar, Özcan Gürkaynak, Ertuğrul Dilek, Doğan Babacan, Ahmet Güvener, Hilmi Ok, Bülent Yavuz, Sabri Çelik, Ufuk Özerten, Mustafa Çulcu, Hilmi Ok, Oğuz Sarvan, Yusuf Namoğlu, Zekeriya Alp. Uilenberg yalanlamasa! Türk hakemlerine eğitim veren UEFA Hakem Kurulu üyesi Uilenberg hiçbir gazeteye röportaj vermemiş. G.Saray-Trabzon maçı ile ilgili görüşünü de hiç kimseyle paylaşmamış. Bir yalan haber üzerine yorumlar aldı başını gitti. Sevgili Uğur Meleke gibi dünyayı takip eden bir meslektaşımız bile bu asılsız haber üzerinden yorum yaptı. Ta ki, Uilenberg yalanlayana kadar! Etik değil! Fethi Heper saygın bir futbol adamı olarak bilinir ve tanınır. "Prof.Dr." unvanlı belki de tek eski milli futbolcumuzdur. Eskişehirspor'la sembol olmuştur. Mustafa Çulcu MHK'sında da görev almıştı. O dönemde Eskişehir maçlarına gittiği için eleştirmiştim. Şu anda da TFF Yönetim Kurulu üyesi. Ama artık futbol yazmamalı. Hele de hakem analizi yapan yazı yazmamalı. TFF yönetiminde olanlar, formalarını çıkarmış olmalı. Yıldırım Demirören ve Ufuk Özerten'in gözünden kaçıyor galiba. Kaybedince... Maalesef geçen hafta iki önemli teknik adamımızın gerçek yüzünü gördük... 59 yaşındaki Fatih Terim ile 60 yaşındaki Şenol Güneş'in. Kupadan elenmişlerdi. Ligde kazanamadılar. Bir anda 2002 Dünya Kupası'nda dünyaya verilen centilmenlik dersleri gözümüzün önüne geldi. O Şenol Güneş, bu Şenol Güneş değildi. Fatih Terim'in 4.hakem ve yardımcı hakemlerle geçmiş yıllara oranla düzeyli bir iletişimi vardı. Bir hafta öncesine kadar. Geçen hafta bundan eser kalmamıştı. Gerçek yüzler, kaybedince ortaya çıkıyor! Sakin olun! Önceki gece Milan-Barcelona maçı oynandı. Fatih Terim hocamız da tribündeydi. Hakem normalin çok üzerinde hatalı kararlar verdi. Sahaya giren teknik adam yoktu. Rakibe saygı vardı. Hakeme saygı vardı. Seyredenlere saygı vardı. Mesele sadece topu dürtmek değil! Yeni nesillere örnek olmak ve bir şey verebilmek de önemli. Milan-Barcelona maçı ve GS-Trabzon maçına bakınca insan şunu düşünüyor: Türkiye bunu hak etmiyor. Messi'nin de sinirleri var. Milan da Barcelona da büyük kitleleri temsil ediyor. Süper Final başlıyor. Sakin olmakta fayda var. Lige ayar verenler Baros 90+5'te direği nişanlıyor. M.Batdal 90+4'te boş kaleye atamıyor. Bu iki maç 4 puan demek... Üstelik Süper Final'deki rakiplerine karşı. Sonra lige ayar verenler "hakem" oluyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.