DAVA AHLAKI!..

A -
A +
Sn. Erdoğan’ın cumartesi günü Kızılcahamam’daki AK Parti istişare toplantısında yaptığı konuşmadan öyle anladık ki seçim sürecinin başından başlayıp 1 Nisan 2019’dan itibaren daha fazla ağırlık verdiğimiz muhakeme ve muhasebe muhtevalı yazılarımız, hedefini bulmuştur.
Daha 1 Kasım 2002’de Tayyip Bey, devrin AK Parti genel merkezindeki ziyaretimizde bize “verdiğin destek için teşekkür ederiz!” dediğinde; biz de “doğru icraatlarınıza destek verdim; fakat bir yanlışınız olunca da en evvel ben, yazarım” karşılığını vermiş; O da iki elini, iki yana açarak “dost böyle olur” demişti. Bu sohbet, cereyan ederken yanımızdaki üçüncü kişi, Sn. Akif Gülle idi.
Biz, başta Sn. Erdoğan olmak üzere gönül ve dava dostlarımıza verdiğimiz sözü, bugüne dek yerine getirdiğimiz gibi; hiç şüphe olmasın ki bundan böyle de dostluğa ve dürüstlüğe ziyan vermeden sütun, ekran ve her ortamda doğru bildiğimizi Allah için yazıp-konuşmaya devam edeceğiz.
Bize düşen, namuslu kalem ve müsterih vicdan olarak kalmak, Sn. Erdoğan ve halis arkadaşlarına düşen de denilenleri sabırla dinleyip, gereğini yapmaktır. Çok yıllar öncesinde yazmıştık; bu günler, 1808 Sened-i İttifak’tan bu yana yakalanmış ilk fırsattır, nice nesillerin rüyasıdır, nimet-i ilahidir. İlahi nimete nankörlük yapıldığında nimetin sahibi, emanetini alır…
Sn. Erdoğan’ın Kızılcahamam Şûrası’nda partinin üstünde dava ahlakı üzerinde durması olması gereken tarz ve tavırdır. 2023 ve 2071 Kızılelma Hedeflerine giden bu dava erlerinin bir hak ve batıl mücadelesi verdiğini idrak etmeyenler ya gafildir veya menfaatçi. Şüphe yok ki iyi gün dostu, her devrin adamı, ihale madrabazı, dalkavuk gibi kimselerden dava adamı olmaz.
Bu davanın meşalesi, Şanlı Peygamber -aleyhisselam- tarafından Mekke Meydanında tutuşturulmuştur. Meşale, Mekke’nin ardından Medine’ye taşınmış, oradan 1071’de Malazgirt’e, 1453’te İstanbul’a sıçrayarak üç kıtaya hükümran olmuştur. O günden bugüne dek yolumuzu aydınlatagelmektedir.
Bu dava ahlakı yüzündendir ki kutlu komutan Sultan Mehmed Han, Fatih Kanunnamesi’ni çıkararak Devlet-i Ebed Müddet yürüyüşünün önünde engel görünen her şeyi bertaraf etme uygulamasını başlatmıştır. Derdimizin kuru kavga ve cihangirlik olmadığını sonraki bütün nesiller gibi bizim her birimize öğreten de cennetmekân Fatih Sultan Mehmed Han’dır. Buradan kıyasla şuurunda olmalı ki hiçbirimizin kuru particilik, menfaatperestlik gibi bir illetle alakamız olamaz. Dost ikazlar, kalbi uyarlar, ciğer kavuran hayıflanmalar, Hazreti Ömer’in, Halifeliğe yeni seçilen Hazreti Ebubekr’e “yanlış yaptığında seni kılıçlarımızla düzeltiriz” tavizsiz dava adamlığının kalem ve kelamlarımıza yansıması olarak görülmelidir.
Bu yürüyüş, bu dava yara almamalıdır.
Yara aldığında ne olur?
Neler olmaz ki?
Dava güneşimize düşman olanların tırnağı toprak tuttuğunda, Tek Parti zihniyeti hortlayarak 28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da yarım kalmış olanlar tamamlanır, altı ay içinde AVM’lerdeki, dinlenme tesislerindeki, hava meydanlarındaki mescidler kapatılır, bütün alnı secdeye gelen memurlar sürgünden sürgün beğenme mecburiyetinde bırakılır. Ayasofya’nın çilesinin bitmesi hayal olabilir, Taksim Camii bir gece faili meçhul bir yangınla küle dönebilir, TRT ve birçok ekranla gazete manşetlerinden dinimize-imanımıza ve ecdadımıza hakaretler yağar. Bazı belediyelerde daha ilk günden işçilere sendika değiştirme baskıları, mültecileri kovma tehditleri vs. bunların habercisidir.
Bunlar ve komünist zulmünden beter daha nice zulmün bir daha yaşanmaması için bu milletin mayasını teşkil eden vatanperver unsurlar, Cumhur İttifakı ismiyle aynı hedefe kilitlendiler. Cumhur İttifakı, parti mücadelesi vermekten öte emperyalizme karşı, 7 düvele karşı mücadele vermektedir.
İki asrın birikimi bu hareket, tökezlediğinde; cins at, savrulup süvari düştüğünde bilinmeli ki Abdülaziz Han’a, Abdülhamid Han’a, Vahideddin Han’a, Başvekil Menderes’e ne yapıldıysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da o yapılır. Saddam, Kaddafi, Mursi, el-Beşir muamelesi reva görülür.
Aziz milletimizin yiğit evladları, bu kin sahiplerine fırsat vermeyeceğini 15 Temmuz Destanı’nda isbatladı. Yine isbatlar. Tayyip Erdoğan, konuşmasında vadettiği ve maşerî vicdanın nicedir beklediği iç ve dış temizliği yapsın, ötesi millete ait.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.