Bakan Vedat Bilgin 200 milyon dolarlık yolsuzluğu nasıl ortaya çıkardı?

Sesli Dinle
A -
A +

Dört gün önce Meclis Plân ve Bütçe Komisyonu’nda CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e SGK’da ilaç ve tıbbi cihaz ödemelerine ilişkin bir yolsuzluk soruşturması olduğuna işaret ederek zararın miktarını sordu. Bakan Bilgin soruya verdiği cevapta “Bu sadece bir iddia değil, bizim müfettişlerimizin de bize yansıttığı, getirdiği bir olay. Söz konusu yolsuzluk hadisesine bulaşmış adamların tamamıyla ilgili suç duyusunda bulunuldu. Oradaki rakam 1 milyar lira civarında. Sorumluları yargıya hesap verecekler, bazı görevlileri de ben işten attım. Süreç yargıda isim vermeyeceğim” dedi.

 

Bu yolsuzluk hadisesi ilginçtir böyle bir diyalogla medyaya yansıdı.

 

Muhalif basın da hemen olay sanki bugün yaşanmış, bunu da CHP milletvekili ortaya çıkarmış gibi “SGK’da büyük yolsuzluk, 1 milyar liralık soygun” tarzında başlıklar attılar.

 

Oysa yolsuzluğu ortaya çıkaran, inceleme emri veren ve sorumluları savcılığa sevkeden bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’di.

 

Peki, bu yolsuzluğu kim ya da kimler, nasıl ve ne zaman yapmış? Gerçek rakam ne? Bakan Vedat Bilgin olaya hangi aşamada ve nasıl müdahale etti?

 

 

 

BAKANLIK YETKİLİSİNDEN ÇARPICI BİLGİLER

Bu soruların cevabı için ilgili kişiyi aradım ve isimler dışında detaylı bazı bilgiler aldım.

Bilindiği gibi her bakanlıkta ve kurumda departmanlardan bağımsız çalışan müfettişler var. Onlar eğer bağımsız-özgür çalışma imkânı bulurlarsa herhangi bir yolsuzluk ya da haksızlığa geçit vermeyecek biçimde inceleme yapıp bunları raporlarlar.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın müfettişleri de aldıkları bazı kötü kokular üzerine 2020 yılının ortalarında SGK’nın Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü’nün hesaplarında incelemeler başlatıp bazı örneklemler alıyorlar. Bu arada müfettişlerden bazıları da tesadüfen Bakan Vedat Bilgin’in öğrencileri.

 

Müfettişler ilk tespitlerinde birtakım aksaklıklar, hesaplarda oynamalar ve birbirini tutmayan rakamlar tespit edince geniş çaplı bir inceleme için girişimde bulunuyorlar. Üstelik elde edilen bulguların başlangıç tarihi ta 2017 yılına dek uzanmakta.

 

 

 

BÜROKRASİNİN ÇARKLARI İŞLİYOR

 

 

 

Ancak bürokrasinin çarkları da aynı zamanda işlemeye başlıyor tabii. Bana bu bilgileri aktaran yetkili isim “Bir ilişki ağı vardı ve müfettişlerin değerlendirmelerini engellemeye, örtbas etmeye başladılar” dedi.

 

Tabii bizzat başlarındaki kişinin baskısıyla ve kurumda mobbingle karşılaşan müfettişler Bakanlıktaki sorumluluk sahibi dürüst insanların da girişimiyle konuyu Bakan Vedat Bilgin’e iletip detaylarıyla anlatıyorlar. Bakan Bilgin derhâl soruşturmanın derinleştirilmesini, ne kadar bulgu, bilgi ve kaçak varsa ortaya çıkarılması ve rakamsal boyutuyla raporlandırılması talimatını veriyor. Yapılan incelemeyi engelleyen Teftiş Kurulu Başkanı, Genel Müdür ve diğer yetkililer, bazı daire başkanları dâhil 5-6 bürokratı açığa alıyor.

 

Doğal olarak süreç daha rahat ilerlemeye başlıyor ve sonuçta tam 4500 sayfalık bir inceleme raporu ortaya çıkıyor.

 

Bakan Vedat Bilgin bu raporu baştan sona okuyup 2021 yılında işleme koyuyor ve meseleyi savcılığa intikal ettiriyor. Raporda adı geçen tüm sorumlular da işten atılıp açığa alınıyor, haklarında savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor.

 

 

 

EN AZ 200 MİLYON DOLAR

 

 

 

İlginç olan şu ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda konuştuğum yetkili isim yolsuzluğun 2017 yılından başladığını tekrar hatırlatarak “Sayın Bakan’ın verdiği 1 milyar lira rakamı o zamanki kurlar dikkate alınırsa çok daha yüksek” dedi. Çünkü 2017 yılında dolar kuru 3,81 lira, 2018’de 5,29 lira. O zamanki para ile 200-250 milyon dolarlık bir yolsuzluk dosyasından söz etmek gerek. Yani bugünkü kurla 4 milyar liraya yakın bir miktar bu.

 

 

 

KULLANILMAYAN TIBBİ MALZEMELER VE İLAÇLARIN ALIMI

 

 

 

Yetkili isme bir de bu yolsuzluğun hangi enstrümanlar kullanılarak yapıldığını sordum.

 

Şeytanın bile aklına gelmeyecek bir yöntem:

 

SGK’ya bağlı sağlık kurumlarında hiç kullanılmayan, kullanılma ihtimali de bulunmayan ilaçlar ve tıbbi malzemelerin satın almalarının yapılması ve bunların bazı özel hastanelerde kullanıldığının belirlemeleri. Biraz daha detay istedim ama vermediler.

 

Son bir nokta daha.

 

 

 

İFTİRA! MESELENİN BAKAN SOYLU’NUN KUZENİYLE UZAKTAN YAKINDAN İLGİSİ YOK

 

 

 

CHP Milletvekili bu arada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kuzeniyle de bu işi bağlantılandırmak istedi. Bakan Bilgin bu iddiayı kesin bir dille reddetti. Konuştuğum yetkili bir ismin söylediği şu:

 

“Keşke bu iddiayı ortaya atan kişi o 4500 sayfalık raporu okusa. Raporda bırakın Süleyman Soylu’nun kuzeninin ismini, o isimle ilgili bir ima dahi yok. Zaten kullanılan yolsuzluk enstrümanının Mehmet Soylu’nun iş alanıyla ilgisi de yok.”

 

Bu iddiaların geçmişi de geçen yılki tartışmalara ve ortaya atılan bazı asılsız iddialara dayanıyor.

 

Bilindiği gibi geçen yıl CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun medikal işi yaptığı iddia edilen kuzeni Mehmet Soylu'nun ortağı olduğu RD Global/Invamed firmasının Devlet Malzeme Ofisi ihalelerini aldığını iddia etmişti. Mehmet Soylu’nun 1,5 yıl önce ayrıldığı şirketin yaptığı açıklamada ise “Şirketimiz sadece Ar-Ge faaliyetleri ve tıbbi cihaz üretimi yapmakta, bu sebeple herhangi bir şekilde son kullanıcı olan kamu hastanelerine ve özel hastanelere satış yapılmamaktadır. Şirketlerimizin hiçbirinde, Sayın Mehmet Soylu’nun ortaklığı bulunmamaktadır” denilmişti.

 

Ama iddiaları ortaya atanlar bu açıklamalar karşısında sessiz kalmayı tercih etmişti.

 

Devir, at çamuru izi kalsın devriydi nasıl olsa.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.