Bir mahkeme üyesi anlattı: Danıştay’ın FETÖ kararının arka planı

Sesli Dinle
A -
A +

FETÖ suçlamasıyla yargıdan ihraç edilen 178 hâkim görevlerine iade edildi. O karar “skandal” mı? “Azılı FETÖ’cü hâkimler” görevlerine mi iade edildi?...

 

 Danıştay 5. Dairesinin, üç gündür çok tartışılan ve FETÖ suçlamasıyla yargıdan ihraç edilen 178 hâkimi görevlerine iade etmekle kalmayıp bir de geçen sürelerdeki maaş kayıplarının faizleriyle birlikte tazminine dair verdiği karar hakkında hem hükûmet hem de yargı cephesindeki sessizlik devam ediyor. Ama sosyal medya ve ana akım medyada büyük tepki var.

 

Kararla yargı mensuplarından 122’si göreve iade edilirken, 56 ismin bulunduğu liste de Hâkimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) geldi. İade kararı verilen yargıçlar arasında, soruşturmalarda FETÖ’nün mahrem abisiyle irtibatı olan isim ile Sulh Ceza Mahkemesi başkanıyken FETÖ üyelerini cezaevinden usulsüzce serbest bırakan hâkimin de bulunduğu bildirildi. Hatta aralarında FETÖ’nün haberleşme aracı ByLock kullanıcısı olanların bile yer aldığı gelen bilgiler arasında.

 

 

 

DANIŞTAY 5. DAİRESİ ÜYELERİ TEDİRGİN

 

 

 

Ancak karara ilişkin “skandal” benzeri tanımlamaları yapmadan önce verilen kararın arka planını ve gerçeğini araştırmak üzere karara dair detaylara sahip olduğunu bildiğim bir DANIŞTAY ÜYESİ ile konuştum. Kendisi kararlardan 30 kadarının dosyasını okumuş. Anlattıkları karşısında açıkçası bir hayli kararsız kaldım, çünkü öncelikle Danıştay 5. Dairesinin dürüst, hukuka bağlı üyelerden oluştuğunun altını özellikle çizdi bana konuştuğum Danıştay üyesi.

 

Ancak gelen tepkilerin sertliği yüzünden ne onlar ne de Danıştay Başkanı çıkıp kararla ilgili açıklama yapma cesaretini gösteremiyor Batılı ülkelerde olduğu gibi.

 

Konuyla ilgili bilgi almak üzere aradığım Danıştay üyesi 178 davacı hâkim ile ilgili kararın 1,5 yılda verildiğini, çok detaylı incelemelerden geçildiğini, davaların 2016 ve 2017 yılından bu yana Danıştay’da ilk derece mahkemesi sıfatıyla devam ettiğini hatırlatarak şöyle dedi:

 

 

 

BU DAİRE 1.000’DEN FAZLA RET KARARINA İMZA ATTI

 

 

 

Öncelikle bu 178 kişinin “Takipsizlik veya beraat kararı olan ya da ceza soruşturması bulunmayan” ve “Cezai mahkûmiyeti olmayan” kişilerden olduğu bilinmelidir. Bu dairedeki meslektaşlarımın şimdiye kadar yapılan 1.000’den fazla başvuruya RET kararı verdiğini belirtmeliyim. Ama bu son 178 kişiyle birlikte yaklaşık 300’e yakınının itirazı ise kabul edilerek görevlerine iade kararı verildi.

 

Ben bugüne kadar Danıştay 5. Dairesinin kararlarında esas olarak bir sorun görmedim. Elbette bu 178 dosya içinde 3-5 hata olabilir. Nitekim gazete haberlerinde de sizin de belirttiğiniz gibi 3-5 sorunlu isimden bahsediliyor. Ben 30’a yakın dosya okudum, inanın ki hiçbir sorun göremedim. Adları geçen bu üç beş kişi hakkında deliller yetersiz görülmüş olabilir ya da delillerin değerlendirilmesinde hata yapılmış olabilir. O hâlde devam eden temyiz incelemeleri neticesinde 175 dosya da 3-5 isimde hatalı karar olabilir. Nitekim gazete haberinde de bu isimlerden bahsediliyor. Bu kişiler hakkındaki deliller yetersiz görülmüş olabilir ya da delillerin değerlendirilmesinde hata yapılmış olabilir ki o hâlde de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından tekrar incelenir ve kesin karara varılmış olur. Bu 178 kişi içinde hiç hatalı karar vermeyeyim diye hepsine RET verdiğiniz zaman bunun adı ADALET olmaz.

 

Lütfen içeriğini tam bilmediğiniz birkaç dosya için kamuoyunu gereksiz yere endişeye sevk etmeyelim. Danıştay üyelerine güvenelim.

 

 

 

HÂKİMLER ARASINDAKİ İTİŞME VE MARANGOZ KOD ADLI MAHREM İMAM

 

 

 

Ancak kamu vicdanını rahatsız eden sorular olduğunun da altını çizmek gerekiyordu. Misal bir mahrem imam ile irtibatlı olmak, onunla defalarca konuşmak bir iltisak değil miydi? FETÖ’cülerin derneğine yapılan yardım keza. FETÖ’cülerin okuluna çocuklarını göndermek. Hele ByLock kaydı bulunması.

 

Danıştay üyesi sorularıma tek tek cevap verdi ki bunlardan bazıları geçmiş irdelendiğinde herkesle ilgili sorun oluşturacak türden “iltisaklar” diye nitelenebilir gerçekten. Misal FETÖ diye bilinen o zamanki cemaatin okullarına çocuklarını göndermek iltisak sayılabilir mi?

 

Geçmişte onlarla görüşmek, konuşmak, buluşmak ve siyaseten birliktelikler suç muydu? Tüm bunları esas aldığımızda kim “Ben iltisaklı değildim” diyebilir ki. Sıradan vatandaştan, gazeteciye, hukukçudan polise, askerden siyasetçiye dek herkes bir şekilde “iltisaklı” sayılmaz mıydı? Sosyal medyada onlarla ilgili olumlu sözler yazmak iltisaka işaret eder miydi? Dolayısıyla bu tür “bağlantılar”ı delil saymak artık hukuken doğru kabul edilmiyor.

 

Peki, o Mahrem İmam ile ilişkili Hâkim’e ne diyelim?

 

Gebze’de kod adı MARANGOZ olan kişi gerçekten mahrem imam ama yargılanan hâkimi “Çocuğunu bu mahrem imamla görüşerek cemaat okuluna kaydettirdi” diyerek şikâyet eden hâkimin de aynı okulun açılışında konuşma yaptığı kayıtlara girince işin rengi değişiyor tabii. Çünkü şikâyetçi hâkim ile yargılanan hâkim arasında ciddi ve süregiden bir kavga var olduğu anlaşılmış inceleme sürecinde.

 

 

 

BYLOCK KULLANICISI GERÇEKTE HÂKİM Mİ?

 

 

 

Keza telefonunda ByLock olduğu belirtilen hâkimin de ByLock kullanıcısı olmadığı tespit edilmiş. Çünkü hâkim kendi adına bir telefon alıyor ve kullanması için babasına veriyor. Ama babasının ByLock yükleyip kullandığı, yazışmaların tamamına bakıldığında bunun hâkimin tamamen bilgisi dışında geliştiği anlaşılıyor.

 

Danıştay üyesi, 5. Daire’nin geçmişte iade kararı verdiği hâkimlerle ilgili kararlardan 30’unun ise yapılan hatalar nedeniyle iptal edildiğini bildirerek “Adalete güvenelim. Karşımızda FETÖ gibi takiye yapmakta usta bir örgüt var. Bu yüzden hata yapılabilir ama hata yapmayalım diye de adaletin tesisinden kaçınmamalıyız” dedi ama ekleyeceği son bir cümle daha olduğunu söyledi: Bağımsız, tarafsız, özgür, cesur, adil ve vicdanlı hâkimlerin görevi hatalı ihraçları iptal etmektir. Bu adaletin teminatıdır ve hepimiz için gereklidir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.