MSB’ye göre “kimyasal silah” iftirasının sebepleri ve "Fincancı katırları"nın kıtırları

Sesli Dinle
A -
A +

Önce gayet açık biçimde, öldürülen bir PKK’lının flu görüntüleri üzerinden, uzaktan “teşhis” koyarak “Kimyasal silah kullanılmış olduğu anlaşılıyor” diye ortaya bir kıtır atmış, ardından organize hareketler gereği “PKK ile ilişkimiz yok” diyen cezaevindeki eli kanlı Selahattin Demirtaş “PKK’lilere yönelik kimyasal silah kullanıldığı iddiaları yerinde incelenmeli ve bağımsız bir yargı tarafından ele alınıp sorumlular yargılanmalı” diyecek kadar coşmuş, tabii hemen tahmin edeceğiniz üzere CHP’den Sezgin Tanrıkulu bu konuda Meclis’e soru önergesi veriyordu.

 

Dört kol çengi.

 

Alçakça ve pespaye olan bu iftiraya tepki çok yüksek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Bu ahlaksızlardan hesabını soracağız” dedi.

 

CHP’den ve “şeref madalyacı” Kemal Kılıçdaroğlu’ndan tek söz çıkmadı. Sessizliğe gömüldüler. Şahsi fikirleriymiş Stratfor belgelerinde TR 705 kodlu CIA elemanı olduğu ortaya çıkan şahsın. Gürsel Tekin “HDP’ye bakanlık verilebilir” dediğinde bile tepki vermişlerdi ama burada hain bir sessizliğin içine gömüldüler.

 

CHP’den beklenen o şerefli, namuslu ve vatansever ses sadece İzmir Milletvekili Murat Bakan’dan geldi:

 

“Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri yurt içinde terörün en yoğun olduğu dönemlerde, en zor şartlarda bile kimyasal silah kullanmamıştır. Teröristlere yönelik kimyasal silah kullanıldığı iddiası tamamen TSK’yı yıpratmaya yönelik organize bir çalışmadır. Şiddetle reddediyor, kınıyorum.

 

27 Tabip Odası Başkanı Şebnem Korur Fincancı adlı hangi merkezden yönetildiği müphem olan şahsı istifaya davet etti. Başında Türk kelimesi olan Türk Tabipleri Birliği’nin başkanlığı makamını işgal eden bu kişi ise gereken hasıl olduktan sonra şimdi yan çizip “Öyle bir şey demedim ben. Hani diyorum ki bir kimyasal etkisi olabilir" dediğini söylüyor ama ne kadar organize hareket ettiklerini yaşayarak gördük.

 

Millî Savunma Bakanlığı yetkilileriyle görüştüm ve onlara “Bu iftirayı atan kişiye ve onunla birlikte hareket edenlere karşı dava açacak mısınız” diye sordum.

 

Savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, tüm delil ve belgeleri ekinde sunduklarını belirterek çıkacak sonuca göre dava yoluna da gideceklerini söylediler.

 

Millî Savunma Bakanlığı yetkilileri de bu olayı ORGANİZE olarak niteliyor ve arkasında DÖRT SEBEP olduğunu ifade ediyorlar:

 

1-PKK ve yandaşları bu iftiraları sistematik olarak her yıl yapıyor. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı amaçlıyorlar.(*)

 

2-Yakında bütçe görüşmeleri başlayacak ve bu çerçevede konuşma yapacak olan Millî Savunma Bakanımız Hulûsi Akar’a yönelik kışkırtıcı soruların altına malzeme oluşturmak.

 

3-Gerçekten hem yurt içinde hem de yurt dışında çok zor durumdalar. ZAP TEMİZLENMEK ÜZERE ve tam anlamıyla bir çöküş var. Siz de izliyorsunuz her gün ya birkaçı etkisiz hâle getiriliyor ya da bir ya da ikisi paketlenip Türkiye’ye getiriliyor. Bu yüzden uluslararası kamuoyunu da harekete geçirip bu yokoluşu durdurmayı amaçlıyorlar.

 

4-Ayrıca bu tür algı operasyonlarını Şebnem Korur Fincancı gibilere yaptırtıp arkasından gelecek yasal takibatı “Bakın Dezenformasyonla Mücadele Yasası gereği sesimizi kesmek istiyorlar” diye kullanacaklar.

 

“Bakanımız bu konuda çok hassas ve sürekli takipte” diyen MSB yetkililerine “Peki Sayın Bakan geçtiğimiz yıllarda hayatlarını kaybeden MİT mensuplarıyla ilgili bilgi vermek üzere Sayın Hakan Fidan ile CHP Genel Başkanı’nı ziyaret etmişti. Böyle bir ziyaretle konu hakkında bilgi ve belge verecek mi?” diye sordum. Bu boyutta olmasa da yüz yüze temas sağlanacağını ifade etti yetkililer. Çünkü geçen defaki görüşmeyi Kemal Kılıçdaroğlu’nun çarpıtması nedeniyle sütten ağızları yanmıştı.

 

Bu öyle hafife alınacak konu değil. Firari FETÖ’cünün YouTube kanalına çıkıp sohbet eden ve kendisine katıldığı için teşekkür eden karşısındaki şahsa en şirin hâliyle “Ben teşekkür ederim, hep birlikte dayanışma ile yaşayacağımız günlerimiz olsun" diyecek kadar şirazesi kaymış bir isim Şebnem Korur Fincancı. ABD’de ya da Avrupa’da terör örgütleriyle bu kadar fütursuzca ilişki kuran kişilerin anasından emdiği süt burnundan fitil fitil getirilir. Türkiye cumhuriyeti devleti de hukuk çerçevesinde gereğini yapacaktır muhakkak.

 

(*) Gazeteci Emre Erciş 2011 yılında da aynı algı operasyonunun yapıldığını hatırlatan bir bilgisel paylaştı Twitter hesabı üzerinden. Özetleyerek onun hatırlatmasını iletiyorum:

 

https://twitter.com/e_ercis/status/1583134973422612481?s=20&t=EXgMU0C5_jFy7IJw6ChoOw

 

“Kimyasal silah iddiasıyla ilgili uluslararası ilk komplo faaliyeti 2011 yılında yapılmak istendi. 19 Ekim 2011’de yaklaşık 250 PKK’lı terörist, Çukurca İlçe J. K.lığı, Çukurca J. Asayiş Komando Blk. K.lığı, Çukurca Asayiş ve Sivritepe Üs Bölgesi, TOKİ Polis Lojmanları gibi yerlere saldırı gerçekleştirdi. PKK tarafından gerçekleştirilen bu saldırıda 24 Askerimiz Şehit oldu. Saldırının hemen ardından 22 Taburdan yaklaşık 10 BİN Askerimizin katıldığı bir operasyon başlatıldı. Yaklaşık 3 gün süren operasyonun ardından 12’si yabancı uyruklu toplam 37 PKK’lı terörist öldürülmüştü. Bugün yeniden sahnede olan HDP’li Meral Danış Beştaş, Kazan Vadisi operasyonunda da sahne almıştı. Bugün, CHP’li Sezgin Tanrıkulu ile TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı yanına alan HDP’li Meral Danış Beştaş, 2 Kasım 2011’de BDP’li kimliğiyle bu iddiayı ortaya atmış, Malatya Adli Tıp’tan gelen otopsi raporları bu komployu çökertmişti.”

 

Bu bilgiselin çok ilginç uluslararası ayağı ise yukarıdaki linkten okunabilir. Kimler kimlerle birlikte şaşıracaksınız!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.