Terörün patronundan taziye; Katil, cinayet mahalline ilk gelendir…

Sesli Dinle
A -
A +
Terörist verilen görevi yaptı ve canlarımızı yaktı. Yakalandı, PKK/PYD-YPG bağlantısını itiraf etti. Emniyet’te çekilen sabıka fotoğrafından gördük cismini. Tırnaklar ojeli ve uzun, full makyaj, üzerinde New York yazılı bir sweatshirt. Büzüşmüş ve korkmuş görünüyor fotoğrafta altı insanımızın, üç yaşındaki yavrumuzun katili terörist.
 
Oysa sevinmeli hayatta kalacağı için.
 
Çünkü onu eylemden sonra öldürecek olan diğer terörist de ele geçirildi ve net work’ün ucu ortaya çıkarıldı.
 
Ucunun nereye dayandığını, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hiç dolandırmadan, terör eyleminden sonra ilk taziye mesajını yayınlayan ülkeyi işaret ederek pat diye söyledi:
 
"Amerikan Büyükelçiliğinin taziye dilemesini kabul etmiyoruz, reddediyoruz..."
 
Neden reddettiğini de çok açık ve anlaşılır biçimde anlattı:
 
“Kobani'nin terör bölgelerini destekleyen ve oradan Türkiye'nin huzurunu bozmaya çalışan bu örgüte, kendi senatolarından para gönderen bir devletle müttefikliğimiz tartışılmalıdır. PYD'yi orada kim besliyorsa fail odur. Piyonları çok fazla tartışmanın bir anlamı yoktur. Şunun bilinmesini isteriz, İstiklal Caddesi bizim nazlı kızımızdır. Bu aldığımız mesaja çok güçlü bir mesaj vereceğiz, hem çok güçlü mesaj.”

İSTEDİĞİMİZ ADALET NEDİR?

Şoka uğradık evet. Tam 6 yıllık bir aradan sonra İstanbul’da ilk kez bir terör eylemi gerçekleştirildi. Pazar günü bu alçakça saldırıyı öğrendiğimden beri kafamda hep aynı konuşma dönüp duruyor. Dün akşam elimde telefon gelişmeleri izlerken, bir yandan da TEŞKİLAT dizisinde ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne tayin edilen Davit Hartley ile MİT’ten Halit Başkan’ın diyaloğunu dinliyorum. Halit Başkan, PYD-YPG’lileri “vatanlarını savunan kahramanlar” olarak niteleyen Hartley’e “Biz onlara terörist diyoruz. Siz bu ülkeye geldiğinizden beri bu ülkede bombalamalar arttı” diyor. Kafamda fıldır fıldır dönen konuşmayı silemiyorum bir türlü. Yazayım kurtulayım en iyisi.
 
Mario Puzo’nun Baba (The Godfather) romanındaki en sevdiğim diyaloglardan biri.
 
Kızına kötülük edilen ve satılmış bir yargıç sayesinde faillerin aklanmasına isyan eden Amerigo Bonasera, Don Corleone’den, yani Baba’dan “Adalet” istiyor. Romanda konuşmanın sonrası şöyle cereyan ediyor:
 
“Peki, sizin istediğiniz adalet nedir?”
 
KANA KAN” dedi Bonasera.“Fazla şey istediniz, kızınız ölmedi, yaşıyor.”
 
Bonasera istemeyerek de olsa “Kızımın çektiği acıyı, onların da çekmesini istiyorum” dedi.
 
Bakan Soylu’nun bu yüzden “İstiklâl Caddesi bizim nazlı kızımız” tanımını yaptıktan sonra devam edip “Verdikleri mesajı aldık, bu mesaja çok güçlü bir karşılık vereceğiz” diye konuşması biraz olsun içimi soğutuyor.
 
Yalnız önemli bir MARUZATIMVAR benim.

İSTİHBARAT-EMNİYET-TSK ÇOK BAŞARILI AMA TEK TEK OLMAZ

Terörist Kobani’den gelmiş.
 
Mersin’deki terör eylemini gerçekleştiren teröristler de Menbiç’ten gelmişlerdi.
 
PKK-PYG terör örgütü, ABD tarafından da desteklenerek ele geçirdiği işgal ettiği topraklarda giderek daha çok yerleşiyor. Haseke ve Rakkagibi petrol alanlarından yılda iki milyar dolardan fazla gelir elde ediyor. ABD ve Batı Avrupa ülkelerinden gelen milyarlarca dolarlık para ve silah yardımını saymıyoruz bile.
 
MİT operasyonları çok başarılı. Neredeyse haftada en az iki kez PKK-YPG’nin bir üst düzey sorumlu elemanının paketlenip sorguya alındığını ya da etkisiz hâle getirildiğini öğreniyoruz ismiyle cismiyle. Sırf bu yıl 80’i geçmiş etkisizleştirilenlerin sayısı.
 
Seviniyoruz doğal olarak, örgütte dağılmalar başlıyor, moraller sıfır diye.
 
Bu önemli ölçüde doğru bir sonuç.
 
Ama bugün terör örgütü savaşçılarının sayısı 100 bine yaklaştı. Bu sayının üçte biri de YPJ adı verilen kadın savaşçılar diye nitelendirilenlerden oluşmakta.
 
Ve bu örgütte o kadar çok “üst düzey sorumlu” var ki, saymakla bitmez. Öldürüyorsun, biri gidiyor diğeri yerini dolduruyor.
 
O zaman tek tek olmaz.
 
Evet, söyleyeyim lafa tur attırmadan:
 
Gerekeni yapın. Yapmadan bir gün önce işgal altındaki bölgelerde yaşayan sivillere “KAÇIN” demeniz gerekecek sadece.
 
ABD mi?
 
Kaybettikleri “kahramanlar” için bir üzüntü ve taziye mesajı da biz yayınlarız olur biter.
 
Ha bu arada birileri sınır ötesi operasyonlarımıza içeriden ve dışarıdan itiraz edecekler olmayacak mıdır?
 
Şüphesiz ama onlara da kendi kültürlerinden biriyle; ünlü gazeteci ve roman yazarı Hunter Thompson’ın bir sözüyle cevap verelim:
 
“Sınırın gerçek yerini ancak onu aşan bilir.”
 
Bir ek de benden:
 
Özellikle 10 bin kilometre öteden gelip de aşanlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.