Ben de gazeteme yazdığım yorumda bundan söz etmiştim. Maç sonrası Dzeko da aynı şeyleri söylemiş. Yani saha ve hava koşullarına uygun olmayan bir düzenle oynamaya çalışıyordu Fenerbahçe ilk yarıda. “Al sana, ver bana” oyunu olamazdı öyle sahada... Krunic ve Szymanski çıkınca ve bunlara ilaveten Cengiz de soyunma odasında kalınca İsmail Hoca “oh” çekti.
İsmail Kartal’ın artık net karar vermesi gerekiyor. Çünkü ligin boyu kısalmaya başladı. İrfan Can gibi daha çeşitli işler yapabilen oyuncu sahada olmalı, Cengiz Ünder gibi klasik oynayan ise kulübede beklemeli derim. Bekleyelim görelim...
Yok yok bir söz söylemedi. Önemli bir konu ile ilgili mesaj da vermedi. Peki ya ne oldu? İki yıllık sözleşme daha imzalayacak. Bu şu demek, Galatasaray kalesi güvende olarak her türlü kulvara şampiyonluk adayı olarak girebilecek. Derler ya eskiler, “Atanla tutan varsa merak etme...”
Fenerbahçe’nin başkanı geçenlerde “Uzun yıllardır organize işler var. Bu yüzden yolumuz kesiliyor” demişler. Vay be! Bakalım bu sözlerin faturası ne olacak? Öyle ya Adana Demirspor Başkanı’na 5,5 ay hak mahrumiyeti ve bir milyonu aşkın para cezası kesildi. Lütfen eşitlik ve adalet!
Şaşırdınız değil mi? Bu da nedir diye... Yukarıda ismini yazdığım ekranda bir dizi var. Adı da Ömer... Bu dizide bir kızımız var oyuncu olarak, ben böyle şey görmedim. Sürekli ağlıyor. Şartlar ne olursa olsun. Bu da bir meziyet herhâlde. Ama eşine rastlanmış mıdır? Sanmam!
Başlığın cevabı hemen hazır. Tabii ki hem oyuncu kalitesi hem de ağırlıklı olarak teknik adam farkı Fenerbahçe tarafında idi. Hem dışarıdan hem de ribauntlarda üstünlük sağlamış bir takım tabii ki maçın galibi olacaktı. Tabii ki bize böyle bir final izlettirdikleri için iki takımı da kutlarım.
O da ne demek değil mi? Efendim, Galatasaray teknik patronu Okan Buruk son maçında peş peşe erken gollerle öne geçti ve İcardi de son noktayı koyunca maçı bitirdi diyebiliriz. Sonra mı? İşte ekonomi burada... Galatasaray maçın sonraki bölümünde önündeki Avrupa maçını ve ligi düşünerek tam anlamıyla idareli oynadı.
Trabzonspor bizim ülkede “Üç Büyükler” saltanatına son veren takımdır. Tabii ki şimdilerde o takımın yerinde yeller esiyor. Eeee kuşaklar değişiyor... Şimdilerde ise takım Abdullah Avcı’nın elinde. Hayli sıkıntı yaşanmış idi. Şimdi silkinme zamanı mı? Sonuç öyle diyor...
Bizim gazetenin dünkü sayısının spor sayfasında hayli ilgi çekici bir manşet vardı. Beşiktaş’ın kaptanı Necip Uysal düne kadar 16 hoca ile çalışmış ve hepsinin de ilk tercihi olmuş. Demek ki 12 yaşında bu camiaya girip de buralara gelmiş olmak büyük başarıdır. Bizim Çarşılı Gökhan ne der bilemem.
TRT Müzik’in geçtiğimiz salı akşamı bir programında hakiki alaturka vardı. Tuğçe Pala adlı solistimiz bir saati aşkın süre okudu da okudu. Hem de oturduğu yerden. Yani bazıları gibi, kimse alınmasın, kırıtarak değil... Umarım devamı gelir.