Bir dileğim var!

A -
A +

En başından beri olan, hep olmaya da devam edecektir. İnsanoğlu yaşadıkça, iyilik ve kötülük varlığını sürdürecektir. Siyah ve beyaz; etle tırnak gibi ayrılmaz olan bu ikili, düşman kardeşlerin mücadelesini verir. Biri olmazsa diğeri de yoktur! Ancak bugün durum farklı bir hal almıştır. Herkesin iyilikten, güzellikten, dostluktan, bildiğiniz, hayal ettiğiniz tüm güzel değerlerden dem vurduğu bir ortama hâkim olan zifiri karanlıktır. Bu maalesef bizim eserimizdir. Suçu atmak kolay, kabullenmek zordur. Biz; kolayı yapıp, sonunda zor işlerin ödüllerini beklemekteyiz. İşte etraf bu kadar kör edici bir karanlığa bürünmüştür. Bir derbi oynandı, "utanç" demek bile yaşananları küçümsemekten ibaret kalır. Sebeplere yapıştık, neden aradık. Bir sürü "çünkü"ye sığındık. İlk aklımıza gelen futbol öncesi basket derbisinde yaşananlardı. Sevgili Öcal Ağabey, yelpazeyi biraz daha geniş tuttu, Özhan Canaydın'a kesti faturayı. Pek tabii ki kişileri hedef göstermek amaçlı değil, sadece G.Saray'ın ezeli rakibine koca bir sezon boyunca hiçbir kulvarda üstünlük sağlayamamasına dikkat çekti. Bu da bir gerçek. Ancak her ne olursa olsun, sebeplere sığınmakla açıklanamaz bir durumdayız. Bugün, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, başta dört büyükler olmak üzere tüm kulüplerin toplanıp bu "kin" çamurunu "gül"le kapatmayı teklif ediyor. Ama kimseden ciddi bir hareket yok. Hâlâ birbirini suçlayan yöneticileri dinliyor, yazıp çiziyoruz. Hiç kimse samimi değil. "Eteğinizdeki taşları dökün" diyoruz, "çaktırmadan birbirinizin kafasına atın" değil. Bu işi hâlâ "Ama o da öyle yapmıştı..."lara dökersek, daha çookkk kan dökülür. Bakın alkış beklerken koltuk gördük. Pes, alkışı geçtik, gölge etmeyin yeter! >> Sen neymişsin be Papila Tarih: 25 Ocak 2004... Yer: BJK İnönü Stadı... Olay: Süper Lig müsabakası.... Takımlar: Beşiktaş ile Samsunspor.... Evet 2003-04 sezonunun 18. haftasında oynanan bu karşılaşmada Samsunspor, Beşiktaş'ı hem de İnönü'de 4-1 yeniyordu. Ancak bilindiği gibi maçtan değil, 5 kırmızı kart gösteren hakem Cem Papila'dan bahsediyordu herkes. Papila, kırmızı kartların 5'ini de Beşiktaş'a göstermişti ve Kartal, yuvasında 4 yemişti. 17. haftaya en yakın rakibi Trabzonspor'un 9 puan önünde lider giren son şampiyon, 18. haftayı da zirvede kapamıştı, ancak sezon sonunda zirve; kimilerine göre 8, kimilerine göre ise 11 puan geriden gelen F.Bahçe'nin olmuştu. Neler yazılmadı ki... Herkes teorisyen kesildi, komplolar pazara düştü! Neyse... Maçın ardından kararları, Federasyon, MHK, hakem hocaları ve spor medyası (taraflılar hariç) tarafından onanan Papila'ya İnönü kapıları kapandı. Kart gören Beşiktaşlı futbolcular bile zaman içinde Papila'nın hakkını teslim etti. O Papila, ekranlarda yorumculuğa soyundu, şimdi de siyasete... Eski hakem, yeni milletvekili aday adayı Cem Papila! "Yolu açık olsun" diyeceğim de; "Çamur at, izi kalmasa da meşhur olursun" sözünün benimsendiği günümüz Türkiye'sinde biraz zor be hocam! Şimdi "Nereden nereye?" diyeceksiniz! Anlatayım efendim; sabah arabada uykumu dağıtmak için radyoyu kurcalarken bir kanala takıldım. Adı üzerinde Türkiye'nin en 'iyi"si olduğunu düşündüğüm bir istasyonda duyduklarıma üzüldüm! Mikrofonun başında oturan kişi Papila'nın hakemliğinden yola çıkıp "senin ne işin var siyasette"ye getirdi lafı. Hakaretamiz ifadeler kullanarak ki; bunun reyting unsuru olduğunu düşünüyorum, yerden yere vurdu Papila'yı, hem de sadece "o" maçı baz alarak. Pek tabii ki, Papila'yı savunan herkes de nasibini aldı özlü eleştirilerden. Adam bulmuş mikrofonu sallıyor, bir ara "Hale, Jale, Lale... Bütün mahalle...." diye devam etmesinden korktum ki, reklam girdi.. Pek tabii ki, kişisel özgürlük var, basın özgürlüğü var. Var da; hakaret ederek eleştirmek, bilmeden yazıp konuşmak, nasıl bir özgürlüktür? "Gazeteci kaynağını açıklamak zorunda değil" de, işkembeden atıp "kaynağım var" diyenlere ne demeli? Yoksa onlar da Cem Yılmaz'ın meşhur "kaynak"ını mı kullanıyor? Öyleyse diyecek sözümüz yok tabii, ama hiç kimseye saygınız yoksa okurunuza, dinleyicinize saygınız olsun. Fikirlerinizi hakaret ederek savunmak sizi hakaret edilen insanlara dönüştürür...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.