Fareli köyün kavalcısı

A -
A +

Güzide kulübümüzün yönetiminde yaşananları ibretle okuyoruz. Konuşmaların tam içeriğini bilemesek de, bir yönetim toplantısında hakaretamiz ifadeler bulunması utanç verici. Bırakın hakarete uğrayan yöneticinin kadın olmasını, bir yöneticinin dava arkadaşına hakaret etmesi ne demek? Aynı uğurda mücadele eden, omuz omuza vermiş iki insandan birisinin fikrini savunurken, beraber yürüdüğü dostuna saldırmasını anlamak mümkün değil ki; anlatalım!.. Toplum içinde konuşma adabını bilmeyen kişi, tartışmayı ne bilsin ki? Ve tüm bu bilinmezlik içinde nasıl yöneticilik yapsın? Ortak paydada buluştuklarını yeme çabasındaki bir şahıs, nasıl köklü bir camianın temsili yüzü olabilir? Yüzyıllık kulübümüzün başka yüzü yok mudur? Camia bu çirkin yüzle temsile ve spor kamuoyu bu çirkinlikle muhatap olmaya mahkum mudur? İnsanları kendine güldürdüğünün farkında değil midir ki bu kişi, yaptığı her açıklamayla, attığı her adımla? "Parası olan düdüğü çalar" demişler de, bu kadar ucuz mudur koca kulüpte boru öttürmek? "Kavalın sesi uzaktan hoş gelir" biliriz, ama "Fareli köyün kavalcısı" olmaya soyunan biraz daha üflemeli. Yoksa bu baş ağrıtan ses kafa çıkarır!.. Tabii birini anıp diğerini sormamak olmaz. Acaba hanımefendi uğradığı bir çirkin saldırıyı, neden üstü kapalı olsa da medyayla paylaştı? Madem konuşacaktı; her şeyi açık açık söyleyip, valizini toplayıp gitseydi!.. Yok gitmiyor, o zaman diğer arkadaşı gönderselerdi. Bu kavga yaşandı bir kere. Taraflardan biri gitmeli!.. Meşhur "Duruş" bunu gerektirir. Ancak kimse gitmeyecekse, sesleri neden kapının arkasına taşırdıklarının bir açıklamasını yapmalıdırlar. Transferden, ürün satışından önce gelen işleri budur. Yönetiminde bölünme olan bir kulüp, mazisi, bütçesi, kadrosu, imkânları ne olursa olsun başarılı olamaz. Olursa sürpriz olur. Ancak biliyoruz ki; "Çarşı sürprize de karşı!" ------- Can çıkmadan!.. Gerkes biliyor artık küresel ısınmayı; dünyanın dengesi bozuldu!.. Sıcaklar, orman yakıyor, can alıyor. Doğanın dengesi, insanların psikolojisi bozuldu. Sıcaklardan ölen futbolcular dün gibi aklımızdayken, liglerin start almasına bir aydan az bir zaman kala tedbir almak lazım. Artık maçlar ertelenir mi, gece yarısında mı oynanır, saha kenarına vantilatör mü konulur, sanal yağmur mu yağdırılır bilemem. Ancak federasyon, bu sefer geç olmadan alternatif formüller üretmeli, A'dan Z'ye plan yapmalıdır. Ya da, saha kenarına ambulansa ek olarak bir de cenaze arabası konmalıdır!.. Evet, kara haberci gibi bir "Duruş" sergiliyorum belki, ancak durum gayet açıktır ve birileri herkesin bildiği gerçeği sesli olarak dile getirmelidir. Ben söyleyeyim de, en azından vicdanım rahat olsun!.. ————— NOT: Her iki yazımızda da vurguladığımız "Duruş" ifadesine taktım kafayı bu aralar. Herkesin dilinde olan bu söz nedir merak ediyorum. Günümüzde bunun anlamını bilen varsa lütfen anlatsın; mümkünse uygulamalı olarak!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.