Affet ama unutma!..

A -
A +

Bir hayvanat bahçesinde tüm hayvanları seven bir hayvan bakıcısı vardı. O her gün bütün hayvanları ziyaret eder, yiyeceklerini verir, onlarla tokalaşır, onları sever ve okşardı... Yine böyle bir gün sıra aslana geldiğinde hiç beklemediği bir şey oldu. Bakıcı elindeki eti verirken aslan onu tanımamış mıydı, bir şeye mi öfkelenmişti bilinmez ama aniden bakıcısına yaralayan bir pençe atıvermişti. Bu nasıl bir şeydi? Nasıl olur da yıllardan beri bunca sevgiyle besleyip büyüttüğü et verip sevindirdiği bu aslan kendisine böyle bir aykırı davranıştı bulunabilirdi? Adam, bu olaydan o kadar sarsıldı ki etkisinden çıkamayıp depresyona girdi. Sadece aslana karşı değil bütün hayvanlara karşı olan sevgisi ve inancı zedelenmişti.

 

Dostların da tavsiyesiyle bir psikoloğa başvurdu. Psikolog ona aslanı affetmesini, böyle şeylerin olabileceğini söyledi. Adam gerçekten de aslanı affedip iyileşerek eski görevinin başına döndü. Eskisi gibi tüm hayvanları ziyaret edip onlarla ilgileniyordu. Sıra yine aslana gelince, aslan geçen seferkinden daha güçlü bir pençe atıp onu çok kötü bir şekilde yaraladı.

 

Adamcağız yine şaşkın ama biraz da psikoloğun ne diyeceğini merak ederek gittiğinde bu sefer psikolog ona şu tavsiyede bulundu:

 

"Affet ama unutma!"

 

İnsanlarla olan ilişkilerimizde, karşımızdaki kişilerden ummadığımız davranışlarla karşılaşabiliriz. Bu davranışlar bize zarar vermiş ve kalbimizi kırmış olabilir. Bu durumda, insanları affetmek ve onlarla ilişkimize yeni bir başlangıç yapmak bir erdem olacaktır. Fakat karşımızdaki kişilere körü körüne güvenmeden önce, temkinli yaklaşmayı öğrenmeli ve böylece meydana gelebilecek kötü olaylardan da kendimizi koruyabilmeliyiz.

 

Yani, bize düşen insanlarla olan ilişkilerimizde yapılan hataları affetmek ancak bir daha tekrar edilmesini önlemek için gereken tedbirleri de almaktır. Yapılan bir hatanın adı tecrübe aynı hatanın tekrar yapılmasının adı ise aptallıktır.

 

     Nurettin Bozan

 

 

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     Aciziz

 

 

 

Yâ İlâhi!

 

Bırakma! Bizi bize,

 

Nefsimiz hevâ eder,

 

Dünyâ ve âhiretimizi de.

 

 

 

Yitirdik benliğimizi,

 

Malayani ile,

 

Kapılmışız gidiyoruz,

 

Adı dünya denilen şeker kaplı zehre.

 

 

 

Sığındık huzuruna,

 

Günâhkâr âcizliğimiz ile,

 

Rahmetine sığınmak isteriz,

 

Pejmürde hâlimizle.

 

 

 

Niyazımız odur ki,

 

Dualarımız kabul edile,

 

Kavuştur bizleri,

 

İki cihanın seâdetine.

 

     Havva Arvas

 

 

 

GÜZEL YURDUMUZ

 

 

 

ERGENE IRMAĞI: Trakya’da yer alan bir akarsu. Istranca Dağlarının güneydoğusundaki Karatepe’den doğar. Yaklaşık uzunluğu 281 kilometredir. Bir müddet kuzeydoğu-güneybatı istikâmetinde aktıktan sonra Kırklareli’nin Pehlivanköy ilçesinden Edirne topraklarına girer. Çorlu Suyu ile Muratlı yakınlarında birleşir. Lüleburgaz’ın güneyinde batıya döner. Uzunköprü’ye yaklaşırken, yeniden kuzeydoğu-güneybatı istikâmetinde akmaya başlar. Meriç ve İpsala ilçe topraklarının bir bölümünü suladıktan sonra Sarıcaali köyü civarında Meriç Irmağına katılır. Rejimi düzensiz olan Ergene’nin suları yazın azalır. Kışın ve ilkbaharda taşarak bütün vadiyi kaplar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.