Ertuğrul Özkök’ten hakikaten korkuyorum

Yazılanları ve söylenenleri bu kadar çarpıtan, cımbızlamanın dibini bulan, işine gelmeyen sözleri işitmeyen, işine yarayanları da seçip türettiği algıyla cevap veren birinden korkmayacaksın da ne yapacaksın.

Sonuçta 28 Şubat’ın mimarlarından biri.

Katledilen Hrant Dink’i ölüme sürükleyen haberi yaptıran, bununla kalmayıp katili “yalnız kurt” ilan edecek denli cesaret gösteren de, Ahmet Kaya’nın ölümüne sebep olan ve Père-Lachaise’deki  mezarı başına gidip “helallik” isteyen de o.

Üçtür benimle ilgili yayınladıklarına cevap vermiyorum ama bunu yazmak 'farz' oldu.

Önce Sözcü davasındaki tanıklığımız için “Güzel bir sınav verdiğimizi” söyleyip bizi övmüş ve “Güzel hareketler” bunlar demiş.

Mutluluktan uçtuk vallahi.

Sonra da bu kez adımı vermeyerek şöyle yazmış:

 

 

1-Atatürk’ün kendisine ve ailesine hakaret edenlere, iftira atanlara, gerçekleri çarpıtanlara şiddetle tepki gösterdik. Medya Kritik’te bu konudaki sözlerimiz arşivde.

2-Ama tarihçi Mustafa Armağan, Latife Hanım'ın Boston’da bir gazetede yayınlanan makalesini yayınladığı için hapis cezasına çarptırıldı. Atatürk’e hakaret ettiği için değil. Üstelik Atatürk’ü Koruma Kanunu’na göre.

3-Bu bilindiği hâlde sanki Armağan, Atatürk’e hakaret etmiş gibi bir algı üretmenin sebebi nedir?

 

 

Kemalist mahallenin ve CHP’nin medyasında ancak zorlarsanız “Evet yanlış ama siz de…” diye başlayan sözler işitirsiniz.

Özkök’ün yaptığı da bu.

Gerçeği eğip bükmek bir karakter hâlini almış.

Yarım porsiyon özgürlük anlayışı.