AİLE- ÖĞÜT

A -
A +
En güzel arkadaş kalbinde dünya malı ve mevkii hırsı bulunmayan, sevdiğini Allah için sevendir.
 
 
Uydurmacı için uydurulan hikâye
 
Önce dil, sonra gramer (dil bilgisi) gelir. Bazı uydurmacı kişiler uydurdukları her kelime ve ek için yeni kaideler konsun isterler. Hâlbuki dilde, kendi kanunlarına göre kaideler tespit edilmiştir. Uydurmacı, dilin önüne geçemez, kaide koyamaz. Uydurmacı için şu hikâye çok uygun düşer:
Bir sultanın aptalca oğlu varmış. Vezir onu zor idare ediyor. Bir gün, bir mecliste şehzade:
“Bir ok attım, kebap oldu!” demiş.
Şaşırmışlar. Vezir, vaziyeti kurtarma yoluna sapmış:
“Şehzadeyle ava çıktık. Kendilerinin attığı ok bir taşa çarptı. Meğer çakmak taşıymış, kıvılcımlar çıktı. Oradan geçen tavşan bu ateşten kebap oldu.” 
 Eh, şehzade bu, bir başka mecliste de:
“Bir ok attım aşure oldu!” deyivermiş.
Zavallı vezir dönmüş şehzadeye:
“Şehzadem ben dağ başında buğdayı, şekeri, nohudu, üzümü diğer malzemeyi bulamam; sen ne yaparsan yap!” demiş.
Başta TDK mensupları, hiç kimse, uydurukçuların bu saçma kelime ve kaidelerinde bir mana olduğunu söyleyemez.
Mesela, dilimizde ‘’- ay, - ey’’ ekleri: ''Kuz-ey (kuz-ay), gün-ey'' kelimeleri, sadece, halk ağzında, Eski Anadolu Türkçesinde KALIPLAŞMIŞ hâlde bulunur. Dilimizde işlek, hatta az işlek bir ''-ay, -ey'' eki yoktur. Hâlbuki bütün dillerde yeni kelimeler canlı eklerle yapılır. İşlek olmayan bu ''-ay, -ey'' ekiyle pek çok kelime türetildi: birey (fert), uzay (feza), deney (tecrübe), düzey (seviye), yüzey (satıh) gibi... Kaldı ki bu ek ''-ay, -ey'' midir, ''-y'' midir, o da belli değildir (bir-ey, dene-y). Ve bir ek hem isim hem fiil köküne getirilemez.
Sonuç: Bir ara matematik terimi olarak ''böley, çarpay'' kelimeleri uydurulsa da sonra ''bölme, çarpma'' şeklinde düzeltildi. Bu eklerle yapılan, benzer kelimeler ekin ne olduğu bilinmediği için hep uydurmadır.
         Rıdvan Üzel-Öğretmen
 
 
 
ŞİİR
 
             Hayal-et
 
İstanbul’a hayaletler saldırıyor
Kaçın ey cesurlar kaçın
İstanbul’u hayaller kuşatıyor
Gelin ey korkaklar gelin
 
Galata’da bir hayalet
Korku olan şey ne lanet
Saldırın hayaletler saldırın
Yarının gündüzlerine saldırın
 
Eminönü’nde bir hayal
Aslında her şey tek bir masal
Kuşatın hayaller kuşatın
Bugünün gecelerini kuşatın
 
Topkapı’da bir hayalet
Dolanıp durur odacıklarda
Bir celladın balta sesi duyulur
Saldırın hayaletler saldırın
 
Üsküdar’da bir hayal
Kapkara sular içinde
Kıyıdakiler bakıp bakıp
Ağlar kuledeki kız
 
Fatih’te bir hayalet
Sokaklar arasında dolaşır
Hayatlar yıkar hayalet
Hayaletleri yıkar hayaller
Sokaklar ardında dolaşır
Bir hayal bir hayalet
 
      Yusuf Emin Bacak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.