ATASÖZÜ

A -
A +
Ağılda oğlak doğsa çayırda otu biter...
 
 
 
Destanlar yazan bir ülkeyiz
 
Kendisini iki üç asırlık geçmişiyle büyük devlet sananlar Türkiye’nin ne kadar tarihin derinliklerinden gelen büyük bir devlet ve millet olduğunu destanlarına bakarak bile anlayabilir. Dünyada; bugün, her önüne gelen Türkiye'ye soruyor, cevap istiyor. Dünyada, her problemin denklemi esasında Türkiye'de çözülüyor. Türkiyesiz bir denklem olmuyor olamıyor… Dünyada; en antik-eski-yüklü-coğrafî-stratejik yol Türkiye'den geçiyor. Dünyada, süper güçlerin birbirine hırlaştığı tek saha yine Türkiye’dir. Dünyada; bütün denizlerden-karalardan-kıtalardan-dağlardan bir kesme-kıymık-parça alınmış da yegâne ''vatan'' yapılmış yerdir Türkiye. Dünyada; rejimlerin-darbelerin-10 yıllık periyotların, ötekilerin-berikilerin senaryolarının yazılıp oynandığı sahnedir Türkiye... 
Dünyada; onlarca yıldır, İngiliz'in el atıp da sömürgeleştiremediği tek toprak-toplum-coğrafya-kültür değerleri parçasıdır Türkiye. Dünyada; tarihiyle-alfabesiyle-rejimiyle-ekonomisiyle-sınırları ve sinirleriyle bu denli oynandığı hâlde burnundan kıl aldırmamış ve bunlara rağmen acılarıyla yaşamayı yeğlemiş, küllerinden doğmuş bir ülkedir Türkiye... 
Dünyada; insanı horlanmış, diniyle alay edilmiş, siyasi-spor taraftarlığıyla sandıklarda-arenalarda-stadyumlarda rekabete itilmiş, şov programlarına alay malzemesi yapılmış ama ''yıkılmamış ayakta kalmış'' bir sağlam yapıdır Türkiye. Birbirinden sapık birbirinden saçma birbirinden hain nice din adamı kılıklı din düşmanlarının saldırılarına rağmen, Ehl-i sünnet itikadından, mezhebinden ibadet ve taatinden taviz vermemiş, dinine imanına sıkı sıkıya bağlı kalmış insanların yaşadığı bir ülkedir Türkiye…
Dünyada; bütün olumsuzluklara rağmen, "beyleri, padişahları, sultanları, emirleri ve reisleriyle" adalet-demokrasi ve hürriyet için yegâne diklenen-diklenmeden dik duran, ülküsü-kızılelmasından hiç vazgeçmeyen idealistlerin ülkesidir Türkiye…
Ezanlar susmasın, vatan istila edilmesin, hainler amaçlarına ulaşamasın diyerek tarladaki mahsulünü yakan, tankın önüne yatan, bayrağını kapıp sokağa koşan ve böylece 15 Temmuz gibi destanlar yazan insanların ülkesidir Türkiye...
             Rıdvan Üzel
 
 
 
ŞİİR
 
                     MİLLETİM
 
Orta Asya’dan çıkıp, göç ederken Batı'ya,
Bir kol gitti Hazar’a, bir kol Anadolu’ya,
Avrupa baş eğerken önünde Atilla’ya,
Rabbinin yardımıyla, destan yazdı Milletim.
 
Afgan, İran, Horasan yol veriyordu sana,
Alpaslan giriyordu Malazgirt Ovasına,
Binlerce şehit kanı akarken bu vatana,
Rabbinin yardımıyla, destan yazdı Milletim.
 
Osmanlı Devleti’nin atarken temelini,
Birer birer alırken Balkan ülkelerini,
Avrupa’ya yayarken yüce İslam dinini,
Rabbinin yardımıyla, destan yazdı Milletim.
 
Murat Hüdavendigâr can verdi Kosova’da
Ölümden korkmadı hiç inandığı davada
Haçlıyı dağıtıp da şükrederken Allah’a
Rabbinin yardımıyla, destan yazdı Milletim.
 
Yeni bir çağ başlattı tarihte Fatih Sultan
Avrupa’ya hükmetti İstanbul surlarından
Her Türk ilham alırken Ulubatlı Hasan’dan
Rabbinin yardımıyla, destan yazdı Milletim.
 
  Muzaffer Kaptı-Emekli Tarih Öğretmeni
 
 
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
MUHANNET:  Türk Dil Kurumu sözlüğünde sıfat olarak “alçak”, “korkak”, “namert” anlamlarına gelen “muhannet” kelimesi esasında “tahnit” olunmuş mumyalanmış anlamındadır. Halk arasında ise ihanet eden, hain, alçak anlamındaki kelime “muhânet” kelimesidir. Aslında halk arasında tek “n” ile doğru olarak söylenir. Bir işiniz düştüğünde, bir yardım talep ettiğinizde size bu imkânı sağlamayan ve fırsat bulduğunda da başa kakan, utandıran kimse olarak değerlendirilmektedir. Halkın dilinde bir duadır “Allah muhanete muhtaç eylemesin” sözü. “Kadir Mevla’m senden bir dileğim var./Beni muhanete muhtaç eyleme” diye içli bir türküsü de vardır.
 
ABDEST: Namaz kılmak, Kur'ân-ı kerim okumak, Kâbe'yi tavaf etmek için vb. yüzü çene altından tüy bitimine kadar; kolları dirseklere kadar ve ayakları aşık kemiği üstüne kadar temiz su ile yıkayıp; kulaklara, boyuna ve başa mesh etme yani ıslak eli ile sürerek tamamlanan vecibe. Abdest aynı zamanda su anlamındaki “âb” kelimesi ile “dest” anlamındaki “el” kelimesinden bir araya gelmiş kökeni Farsça olan dinî bir terimdir. Arapçada ise "vudu" denir. Abdest aynı zamanda halk arasında kötü bir iş yapmadığına, hata yapmadığına emin olduğunu anlatmak için “Benim abdestimden şüphem yok” deyiminde de kullanılmaktadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.