Haksız rekabet!

Gazetelerde yazılıyor, televizyonlarda sık sık dillendiriliyor, “Ligde kıyasıya şampiyonluk yarışı yaşanıyor.” Sakın inanmayın; çünkü alakası bile yok. Fenerbahçe ile Galatasaray arasında sadece ciddi oranda haksız rekabet yaşanıyor. Baksanıza, bir tarafın golcüsü, bonservisine 60 milyon avro ödenmiş Mauro Icardi. Diğer tarafın santrforu ise Süper Lig seviyesinde ilk defa 30 yaşında oynayabilmiş Serdar Dursun. Bu örnekten sonra Mertens, Mata, Zaniolo, Torreira, Oliveira’nın Fenerbahçe’deki karşılıklarını yazmaya gerek yoktur herhâlde. Peki, böyle bir durumda rekabetten bahsedilebilir mi? 

Arda resitali

Fenerbahçe, şampiyonluk yarışındaki rakibinde oynayabilecek belki de tek oyuncusu Ferdi’yi cezası sebebiyle kullanamayınca iyice sıradanlaştı. Tam bir kör dövüşüne dönen Ankaragücü karşılaşması, Arda Güler’in resitaliyle izlenir hâle geldi. Tabii, Arda Güler ile Serdar Dursun’un aynı takımda şampiyonluk için mücadele ediyor olması da fazlasıyla ironi içeriyordu. Etkisiz kalan Serdar’a 45 dakika dayanabilen Jesus, Pedro’yu oyuna atsa da değişen hiçbir şey olmadı. Ankaragücü’nün alan daraltarak rakibine boş alan bırakmamasına karşın Portekizli teknik adam çözüm üretemedi.  

Karaoğlan dağıldı

Tek yapabildiği üst üste yaptığı panik değişikliklerdi. Geri dörtlü dışındaki ön tarafı Emre Mor ve İrfan Can gibi sadece topla oynayan, savunmaya hiçbir katkı vermeyen oyuncularla yenilemesi takımını daha kırılgan hâle getirdi. Ali Sowe da cezayı kesti. İlk yarıda İsmail’e faul bile olmayan pozisyonda komik bir sarı kart çıkaran, devre arasında sahaya dalarak parmak sallayan Jesus’a bir şey diyemeyen Atilla Karaoğlan, 87’de çok basit bir penaltıyla bombayı patlattı. İrfan Can’ın darbe gelmesi için beklemesini süzemeyen Karaoğlan, haftanın en tartışmalı kararına imza attı. 90+6’da Crespo’nun zorlamasıyla gelen gol Fenerbahçe’yi yarışta tutmaya devam etti etmesine de, bu oyun ve oyuncu kalitesiyle sonrası pek mümkün görünmüyor.