Basit görünen ciddi durumlar

A -
A +

Bazı alışkanlıklarımızı ısrarla sürdürmemiz ileride sağlık açısından büyük sıkıntılara sebep olabilmektedir. Su ve çay içmeyenimiz yok gibidir. Bize uzatılan faturaya göre anlatıyorum. Bir yakınım sürekli midesinden şikâyetçiydi ve bu ağrı onda bir ömür sürdü. Bu yakınımızın bir alışkanlığı vardı. Suyu hep ayakta hem de hiç nefes almadan sanki boğulurcasına bir solukta içerdi.

 

Sonradan öğrendik ki bu şekilde içilen su, mideyi biraz aşağı sarkıtıyormuş. Bu alışkanlığı bir ömre yayar isek anlık ya da kısa süreli ağrı kesiciler hariç hangi ilaç, hangi cerrahi müdahale çare olabilir ki? O tanıdığımızın mide ağrısının tek sebebi suyu böyle içmesi miydi bilemeyiz elbette ama suyu böyle içmenin de bir hayli zararlı olduğunu öğrenmiştik. Yine öğrendik ki işin doğrusu mümkün olduğunca suyu oturarak ve dinlenerek en az üç yudumda içmekmiş. Hatta bu konuda şahit olduğum çok kıymetli bir zatın su içmesini burada sizinle paylaşayım. Bir konferans esnasındaydı. Kürsüdeki su dolu bardağı aldı sandalyesine oturdu. Besmele çekerek ve her birinde elhamdülillah diyerek üç yudumda ve dinlenerek içmişlerdi.

 

Bir de çay içme konusunda kimilerinin aşırı kaynar çay sevdiğini biliyorum. Ama bunun için de buna gırtlak dayanmaz deniyor. Bu şekilde içmek insanda yutkunma duyusunu kaybettirir deniyor. Düşündüm de her şeyi niye hemen doktordan hemşireden vb. sağlık personelinden bekliyoruz ki? Çayı gırtlağımızı haşlayacak kadar sıcak içmeyip yutkunma hassasiyetimizi koruyabiliriz. Suyu oturarak üç yudumda içip nice faydalara kavuşabiliriz. Yine insanın burnundan rahat nefes alıp vermesi bile bol oksijen ile bütün hücrelere zindelik kazandırdığı için birçok rahatsızlığın önüne geçebilecek bir durummuş. Bunlar bence basit görünen ciddi durumlar değil mi?

 

     Mustafa Ali Mahdum

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     Aşkımı dinlesene

 

 

 

Gamzene vurulmuşum, merhamet eylesene.

 

Ardından yorulmuşum, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Zülfünü görmemiştim, sen gibi sevmemiştim.

 

Sensiz hiç gülmemiştim, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Kirpiğin saldırırken, aklımı aldırırken.

 

Hasretin kandırırken, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Gözlerin kavuruyor, çöllere savuruyor.

 

Gönlüm çok yoruluyor, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Sözünü hiç duymadım, sırrımı hiç yaymadım.

 

Sözümden hiç caymadım, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Kolların uzaklarda, tavsiye yazıklarda.

 

Ağyarsa tuzaklarda, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Ellerin gül tutuyor, ellerin gül kokluyor.

 

Ellerin gül topluyor, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Ayaklar varadursun, aklımı yoradursun.

 

Nerdesin soradursun, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Saçların acep nasıl, maksadın nedir asıl?

 

Geçersin sessiz fasıl, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Dişlerin kıskandırır, düşlerin uslandırır.

 

Yokluğun paslandırır, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Gönlüne girebilsem, ben geldim diyebilsem.

 

Bir nefes gülebilsem, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Vuslatın görünmüyor, sensiz hiç gülünmüyor.

 

Kıymetim bilinmiyor, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Aciz'im kimsesizim, sensizken nefessizim.

 

Aşkınla emsalsizim, aşkımı dinlesene.

 

 

 

Aciz-A. Gök (Sultan Divanından)

 

 

 

 

 

 

 

ESKİMEZ KELİMELER

 

 

 

GAMZE: 1. Bazı insanların çenelerinde, yanaklarında doğal olarak bulunan özellikle güldüklerinde daha iyi görülen küçük çukur. 2. Yan bakış, göz süzme, sitemli bakma.

 

TAVSİYE: 1. Öğütleme, öğüt verme, yol gösterme. 2. Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme; salık, referans.

 

AĞYAR: Başkaları, yabancılar, eller.

 

FASIL: 1. Bölüm. 2. Devre 3. Belli bir sürede yapılan iş, karşılaşılan durum veya olay. 4. Bütçede ayrı ayrı gösterilen bölümler. 5. Aynı makamdan eserlerin belli bir sıraya göre icra edildiği konser 6. Eski Türk tiyatrosunda oyunun perde bölümü.

 

VUSLAT: Kavuşmak, sevgiliye kavuşmak, vasıl olmak.

 

MENKUL: 1. Bir yerden bir yere taşınabilen ürün. 2. Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş, bilgi veya söz. 3. Hukuk dilinde taşınır olan (gayrimenkul: taşınamaz olan)

 

TESCİL: 1. Herhangi bir şeyi resmî olarak kaydetme, kütüğe geçirme. 2. Hukukta bir taşınmazın üzerinde bir ayni hakkın kurulması için tapu kütüğüne yapılması gerekli kayıt.

 

AYNİ: 1. Göz ile ilgili. 2. Nakit para dışında belirlenmiş bir mal veya eşya olarak verilen.

 

TEŞVİK: 1. İsteklendirme 2. Özendirme 3. Mecaz anlamda bir kimseyi kötü bir iş yapması için kışkırtmak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.