"Ayşe yengen seni yalnızlıktan kurtarmak istiyor yeğenim!"

A -
A +
 
 
"Yuva kurmanı istiyoruz. Bu yalnızlıktan ancak böyle kurtulabilirsin!"
 
 
Kalakalmıştı şu koca memlekette bir başına. Ne hâlinden anlayan vardı onun gibi, ne de elinden tutup kaldıran!.. Onca güzel dost, akrabaya rağmen ne çılgınlık yapabileceği, ne de deli anlarında onu durdurabilecek birini hâlâ göremiyordu çevresinde… “Kimse anlamıyor derdimi; gözlerimin içine bakınca senin gibi” dedi, yürüdü… Çayır, çimen üzerinde dolaşmak, çiçeklerle, yapraklarla konuşmak kalbine derman oluyor, ona şifa veriyordu.
Biliyordu yerinin dolmayacağını, hasretinin hafiflemeyeceğini de. Ama bu yalnızlık kalbini acıtıyor, içini yakıp kavuruyordu. Serzenişlerini duyuramıyordu.
Hissiyatını anlatacağı, kafası esince gidip dertleşeceği, yorulunca başını omuzuna yaslayacağı, beraber gülüp beraber hıçkıra hıçkıra ağlayacağı bir can dostu arıyordu. Acaba bulabilecek miydi?
“Hocam! Yokluğun canımı çok yakıyor” dedi, inledi.
Çoğu zaman çözemiyordu; gurbetteki o muydu, yoksa başkası mı? Giden götürmezdi ki yanında bütün hatıraları. Yaşanmış ne varsa geride kalanın üstüne kalmıyor muydu?
Hatıralar sanki her gün hatırlanmakla mükellef. Benzemiyor bu yalnızlık, bu acı hiçbir şeye.
Ne koyarsa koysun olmuyor, yerini bir şey doldurmuyordu. Hafifletmiyordu hiçbir şey hasretini. “Yok ki huzur bulacak başka kapım, kaçıp ona sığınayım!” dedi, durdu.
"Yalnızlığım geçmez, çaresi yok bilirim. Siz orda rahat olunuz ey efendim; bu da bana yeter! Uzakta olsanız da efendim hep sizinleyim! Hâlâ pek seviyorum!”
“Yalnızların tek sığınağı ey merhametlilerin en merhametlisi Rabbim; beni nefsimin tasallutundan, kötülerin kötülüklerinden, şeytanın şerrinden muhafaza buyur!”
İçinden ettiği duâlar, nefsiyle hesaplaşmalar, hasret ve özlemleriyle baş başa kaldığında amcası imdadına yetişiyor, onu içindeki karanlık kuyudan çekip alıyordu.
- Molla İbrahim, yeğenim; seni burada bulacağımı biliyordum.
- Doğrudur emmi. Başka nerem var ki?
- İnsanların içinde, onlardan uzak durmak hâli.
- Öyledir emmi.
- Ayşe yengen seni yalnızlıktan kurtarmak istiyor.
- Yalnızlıktan mı?
- Evet!
- !!!
- Sana dedim İbrahim!
- Hı!
- Evlenmeni, yuva kurmanı istiyoruz. Bu yalnızlıktan ancak böyle kurtulabilirsin!
- Kim kurtulmak istiyor ki emmi?
- Sen istemesen de biz istiyoruz!
- Doğru! Babam da siz, anam da... Bunu dert edinmek de size düşüyor, ancak...
- Ancağı mancağı yok İbrahim! Yakinen tanıdığımız bildiğimiz temiz, saliha bir kızcağızla izdivacını çok istiyoruz.
- Kim, kimin nesi?
- Komşumuzun kerimesi Firdevs... Çocukluğundan beri tanıyoruz. Huyu, cemali, nesebi örnek bir hanım hanımcık... Şer-i şerife münasip olarak bir gör. “Peki, olur” dersen gerisini bize bırak.
- Peki, emmi.
- Her şey takdir iledir İbrahim. Evlenmek, nasibi çıkmak veya çıkmamak da takdire bağlıdır. Allahü teâlâ, takdirine göre sebepler yaratmaktadır. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.